YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA HİLE (ALDATMA) DAVALARI TBK.M.36

Av. Ali Mert KARAKILÇIK

Bilindiği üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Aldatma” başlıklı 36.maddesinde; “(1)  Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir. (2) Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Madde kapsamında sözleşmenin kurulum aşamasında hileden söz edebilmek için aldatma fiili, sözleşmenin kurulmasının zorunlu şartı olmalı, aldatma ile sözleşmenin yapılması arasında tabii bir illiyet bağı bulunmalıdır. Şayet aldatılan, aldatma fiilini öğrenmiş olsaydı bile aynı içerikte aynı sözleşmeyi yapacak idiyse, aldatma ile sözleşmenin kurulması arasında nedensellik bağı bulunmadığı için aldatmadan söz edilemez (Prof.Dr.Fikret EREN, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 14.Baskı, Ankara 2012, s.400). Yani aldatma kastının bulunmaması halinde aldatma, kurucu unsurlarından biri mevcut olmadığı için gerçekleşmez. İhmale dayanan aldatma ise TBK.m.36 anlamında aldatma sayılmaz (Prof.Dr.Fikret EREN, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s.399). Tekraren belirtmek gerekir ki aldatma ile hukuki muamele arasında sebep-sonuç ilişkisi “illiyet” bağının bulunması gerekir. Bir başka anlatımla hukuki muamele, aldatma sonucu yapılmalıdır. Aldatmaya rağmen hukuki muamele başka bir nedenden yapılmış ise hukuki muamele “sözleşme’’ aldatma olmasa da yine aynı şekilde yapılacaksa, illiyet bağının bulunduğu söylenemez. Dolayısıyla da aldatma nedeniyle hukuki muamelenin iptali istenemez (Yargıtay Onursal Başkanı Eraslan ÖZKAYA, Yanılma Aldatma Korkutma Davaları (Hata/Hile/İkrah Davaları) 4. Baskı, Ankara 2019, s.205).

Aldatmayı ispat ise HMK.m.190, TMK.m.6 hükmü uyarınca aldatılana düşer. Aldatanın da aksini ispat hakkının bulunduğu kuşkusuzdur. Aldatan, aldatılanın aldatma fiili olmasaydı yine aynı sözleşmeyi yapacağını ispat ederse aldatma sebebiyle sözleşmenin iptali ve tazminat istenemez (Yargıtay Onursal Başkanı Eraslan ÖZKAYA, Yanılma Aldatma Korkutma Davaları (Hata/Hile/İkrah Davaları), s.209-211). Bu kapsamda hile iddiasına dayalı davalarda dinlenen davacı tanıklarının beyanları görgüye dayalı bilgiler olmayıp, tanıklar davacının beyanlarına atıf yapmak suretiyle beyanda bulunmuşlarsa, hile iddiası ispatlanamamış demektir (YHGK. 23.06.1999 T. 13-533 E. 533 K).

Tüm bu hususlarla birlikte her ne kadar Borçlar Kanununun aldatmaya ilişkin hükümlerinde belirtilmemişse de sözleşmeyle bağlı olmama hakkının da kötüye kullanılmaması gerektiği Medeni Kanunun 2.maddesinin genel nitelikteki hükmü gereğidir. Nitekim bu kural yanılmaya ilişkin TBK.m.34/1 hükmünde tekrarlanmıştır. O halde aldatmada da aldandığını iddia eden tarafın sözleşmeyle bağlı olmama hakkını dürüstlük kuralları içerisinde kullanması gerekir (Yargıtay Onursal Başkanı Eraslan ÖZKAYA, Yanılma Aldatma Korkutma Davaları (Hata/Hile/İkrah Davaları), s.207-208).

Konuya Yargıtay uygulaması açısından bakıldığında ; hile iddialarında noter senedinin sahteliği iddia edilmediği takdirde senedin okunduğu ve davacının arzusuna uygun düzenlendiği ve kesin delil teşkil ettiği, hile iddiasına ilişkin tanık dinletilemeyeceği kabul edilir (YHGK. 06.07.1960 T. 1/61 E. 47 K.). Yine Yargıtay kararlarında davacının serbest iradesiyle yapmış olduğu temlikten sonra gerçekleşen, iradeyi bozan olayların akdin sıhhatini etkilemeyeceği (Y.1.HD. 05.04.2016 T., E.836 – K.4088 ; Y.1.HD. 17.09.2009 T. 7533 E. 9288 K), hile olarak iddia olunan olayın hayatın olağan akışına ters düşmemesi gerektiği (Y.13.HD. 08.06.1999 T. 4522 E. 4669 K.), noter nezdinde imzalanan belgenin kendisine okunmadığını veya değişik şekilde okunduğunu ileri sürerek sahteliği iddia edilmedikçe, hata ve hileye düşürüldüğünden söz ederek tanık dinletilemeyeceği (Y.1.HD. 12.02.1988 T. 6593 E. 9335 K. ; Y.1.HD. 24.11.1986 T. 11332 E. 12293 K. ; Y.4.HD. 12.03.1970 T. 531 E. 2050 K.), boş belgeye imza atan kişinin hile iddiasına dayanamayacağı ve tanık dinletemeyeceği (Y.13.HD. 18.02.1976 T. 102 E. 1156 K. ; Y.13.HD. 17.09.1975 T. 982 E. 5332 K.), bedelsizlik iddiasına dayanılarak tanık dinletilemeyeceği (Y.4.HD. 20.12.1971 T. 9204 E. 10742 K.), boş belgeye imza atma olayının hile vasfında olmadığı, bu nedenle tanık dinletilemeyeceği (Y.TD. 26.01.1970 T. 160 E. 304 K. ; Y.4.HD. 17.03.1966 T. 3624 E. 3397 K. ; Y.4.HD. 13.07.1965 T. 1383 E. 3753 K.), paranın alındığına ilişkin belgenin, hile ile alındığının kabulü için, olayların hile niteliğinde olması gerektiği, paranın verildiği yazılı belge karşısında davalının, ayrıca ispatla yükümlü olmayıp davacının ileri sürdüğü hile olayını ispatla yükümlü olduğu (Y.4.HD. 02.11.1968 T. 4138 E. 9267 K.), düzenlenen belgeyi okumama durumunun hile olarak nitelendirilebilmesinin; davalının veya üçüncü kişinin, bu okumamayı sağlayıcı bir davranışın olayda ispatlanmasına bağlı olduğu, itimat üzerine belgeyi okumadan imza eden tarafın, hile iddiasına dayanamayacağı, saikte hatanın, hile sayılmadığı (Y.4.HD. 23.03.1968 T. 4668 E. 2754 K.), noterde düzenlenen belgenin iradeyi yansıtmadığı iddiasının hile olarak dinlenemeyeceği, bu durumda tanık da dinletilemeyeceği  (Y.4.HD. 21.04.1966 T. 4897 E. 4710 K.), paranın sonradan verileceğine inanarak sözleşmenin imzalanması halinde, hile değil itimadi muamelenin söz konusu olduğu, bunu ispat için tanık dinlenemeyeceği (Y.4.HD. 15.11.1965 T. 8101 E. 5889 K.), sattığı taşınmazların bedelini almadığı halde almış gibi noter senedi düzenleyen kişinin hileye düşürüldüğünün düşünülemeyeceği, bedelsizlik iddiasının da tanıkla ispat edilemeyeceği (Y.4.HD. 16.01.1956 T. 7399 E. 157 K.) vurgulanmıştır (Yargıtay Onursal Başkanı Eraslan ÖZKAYA, Yanılma Aldatma Korkutma Davaları (Hata/Hile/İkrah Davaları), s.366 vd.).

SONUÇ OLARAK; Bir sözleşmede hileden söz edebilmek için aldatma fiili, sözleşmenin kurulmasının zorunlu şartı olmalı, aldatma ile sözleşmenin yapılması arasında tabii bir illiyet bağı bulunmalıdır. Yani aldatma kastının bulunmaması halinde aldatma, kurucu unsurlarından biri mevcut olmadığı için gerçekleşmez. Aldatmaya rağmen hukuki muamele başka bir nedenden yapılmış ise hukuki muamele “sözleşme’’ aldatma olmasa da yine aynı şekilde yapılacaksa, illiyet bağının bulunduğu söylenemez. Dolayısıyla da aldatma nedeniyle hukuki muamelenin iptali istenemez. Aldatmayı ispat ise HMK.m.190, TMK.m.6 hükmü uyarınca aldatılana düşer. 

Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Benzer Yazılar
default-featured-image
‘Örselenmiş kadın’ hukuk kriteri olsun
default-featured-image
Yargıtay son noktası koydu! Maaş geçiş promosyonu...
i
Ülkenin PKK İle Mücadelesinde Halkın Gaz Bombasından Etkilenmesi Hak İhlalini Oluşturmaz-AYM Kararı
773x435_cmsv2_c889a1f1-98d8-599f-ae50-11fe5d156835-4814412
12 Yıldır Süren Davada Taraf Uzun Yargılamadan Dolayı Tazminat Hak Eder
alkolsatisi
Polis, Gece 22.00'dan Sonra Alkol Satışı Yapıldığına İlişkin Alıcı Kılığında Büfeye Tuzak Kuramaz
ankara-bam-4-123-07-202016-05
Her Ne Kadar Eşi ,Uyuşturucunun Sanığa Ait Olduğunu Söylese de Sanığın Kabulu Etkin Pişmanlık Hükmünü Oluşturur
569ae394-95b6-4415-aff8-89b675fee871b18d927d-177b-4859-ba00-88e448e92846
Koronavirüs Dolayısıyla Kiranın Düşürüldüğüne İlişkin Haberin BAM Kararı
907441-642x340
Yargıtay, Faturanın Sahteliğinde Bu Hususlara Dikkat Ediyor
arabuluculuk-nihai-tutanaginin-sunulmamasi-gerekcesiyle-davanin-reddi_65b78
Arabuluculuk Nihai Tutanağının Sunulmaması Gerekçesiyle Davanın Reddi
aile_konutundaki_serh_nasil_kaldirilir_h11977_2550f
Aile Konutu Şerhinin Terkini İstemi
ziraat-bankasi-halkbank-vakifbank-garanti-bbva--4882707
Bankalara Rekabete Aykırı Davranışlar
752x395-milyonlarca-arac-sahibini-ilgilendiriyor-danistay-acikladi-artik-hacizli-araclar-1560862424685
Hacizli Aracın Tescil Talebi, Noter Satışından Sonra Konulan Hacizler