1 Mayıs’ta Bağlı Çalışan Avukatlara Sorduk

Moliere’in meşhur sözüne göre; “Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı.”. Köleliğin yasaklandığı modern dünyamızda işveren-bağlı çalışan avukat ayrımı bu sözü sorgulatır hale geldi. İşçi Bayramı vesilesiyle biz de bağlı çalışan avukatlara sorunlarını, avukat sayısının mesleğe etkisini, pandeminin çalışma şartlarına etkilerini ve en önemlisi de çözüm önerilerini sorduk.

Av. Merve (Hatay Barosu)-Bağlı çalışan avukatların en büyük özlük sorunu yanında çalıştığı meslektaşın kendisini sadece çalışan olarak görmesi, bağlı çalışan kişinin de aslında avukat olduğunu unutmasıdır. Bu durum bağlı çalışan avukatın serbestçe hareket etmesini ve iş kovalamasını engellemektedir. Günümüzde mesleğinin ilk yılında olup da bağlı çalışmak isteyen bir avukata maalesef asgari ücret altında maaşlar teklif edilmektedir. Baroların tavsiye ettiği asgari ücrette maaş alan bağlı çalışan avukatlar azınlıktadır.

Artan avukat sayısı bağlı çalışan avukat sayısı ile hemen hemen doğru orantılıdır. Avukat sayısının hızla artması ancak iş potansiyelinin aynı hızda artmaması nedeniyle bu durum meydana gelmektedir. Bağlı çalışmak henüz mecburiyet haline gelmedi ancak özellikle küçük şehirlerde müvekkil portföyünün sadece belli kişilerce tutulması, meslekte kıdemli avukatların asgari ücret tarifesi altında ücretler talep etmesi ve insanların meslekte yeni olan avukata güvenmemesi nedeniyle yeni başlamış bir avukat kendi ofisini açmaya çekinmektedir.

İşveren avukatlar bağlı çalışan avukatın kendi müvekkil çevresini oluşturmasını bizzat engellememektedir. Ancak kullanılan ofisin bağlı çalışılan avukata ait olması nedeniyle özellikle bağlı çalışan avukatın ismi ile gelmeyen müvekkil adaylarının tamamı ofise yani işveren avukata gelmiş kabul edilmektedir. Bu durum bağlı çalışan avukatın müvekkil çevresi oluşturmasını zorlaştırmaktadır. Bağlı çalışan avukatlar CMK, adli yardım, uzlaştırma, arabuluculuk gibi diğer hukuk hizmetlerini yapmakta serbestse de işveren avukatın makbuzunu kullanmak zorundadır.

Bu sorunlar öncelikle bağlı çalışan avukatların örgütlenmesi ve asgari ücret altında kalan maaş tekliflerini kabul etmemesi sağlanarak, baroların meslekte ilk yıllarında olan avukatlara aidat almama, kira veya ofis yardımı gibi maddi olanaklar sağlaması ile, asgari ücret tarifesi altında iş alma konusunda gerekli denetlemelerin yapılması ile çözülebilir.

Av. Özge Demir (İstanbul Barosu Bağlı Çalışan Avukatlar Kurulu Başkanı)-Su anda bağlı çalışan avukatların en önemli sorunu; hukuki sorumluluğu yüksek olmasına rağmen maaşların çok düşük olması. Yeni işe başlayan avukatlar çoğunlukla asgari ücret alıyor ya da asgari ücret almasa da sigortası asgari ücretten ödeniyor. Bağlı çalışan avukatlar için baroların yayınladığı tavsiye niteliğinde bir ücret tarifesi yok. Eskiden avukatlar için asgari ücret belirleyen bir yönetmelik vardı ama o da hem patron avukatların hem de Adalet Bakanlığı’nın açtığı dava ile iptal edildi. 

Diğer en önemli sorun ise, avukatlığın en çok mesai yapılan mesleklerden biri olması, fakat asla fazla mesai ücretinin ödenmemesi. Avukatlık kariyerizmin çok yüksek olduğu bir meslek olduğu için mobbing de çok yüksek. Elbette toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ülkede artışı ile birlikte kadın avukatların uğradığı ayrımcılık ve cinsel suçlar da söz konusu.

Türkiye çok uzun süredir ciddi bir ekonomik kriz içerisinde. Şu anki ekonomik şartlarda bir avukat mezun olduktan sonra -eğer ailesi zengin değilse- en azından ilk 5 yıl bağlı olarak çalışmak zorunda, çünkü bir avukatın ofis açması hem yüksek maliyetli hem de bilgi birikimi ve deneyim istiyor. Bir de avukatlık mesleği de tekelleşme yolunda ilerliyor. Gerçekten de yüzden fazla avukatın çalıştığı hukuk büroları var. Tekelleşme, avukatların işçileşmesine neden oldu. 

Ayrıca patron avukatlar, bağlı çalışan avukatların kendi müvekkil çevresini oluşturmasını engelliyor. Büyük hukuk büroları zaten rekabet yasağı sözleşmesi imzalatıyor. Diğer yandan, birçok hukuk bürosunda her işi bağlı çalışan avukatın yapmasına rağmen asla bağlı çalışan avukat müvekkil ile görüştürülmüyor. Dahası çoğunlukla bağlı çalışan avukatın kendi işlerini almasına izin verilmiyor.

Bağlı çalışan avukatlar, CMK ve adli yardım gibi mesleki eğitimlere katılmakta zorlanabiliyor. Çünkü bağlı çalışan avukatların vakti, aslında patron avukat tarafından yönetiliyor. Bağlı çalışan avukatın bu eğitimlerinin veya eğitim sonucunda bu işleri yapmasının, patrona ait zamanı çalmasına sebep olacak olması veya kendi ofisini kurarak, bağlı çalıştığı ofisi bırakması düşüncesiyle bu eğitimleri alması istenmiyor. Bağlı çalışan avukatların; CMK, Adli yardım, uzlaştırma veya arabuluculuk yapması sonucunda kazandığı paradan pay dahi talep eden patron avukatlar var.

Avukat sayısının artması temel bir politikanın sonucu. Çok fazla hukuk fakültesi açtılar ve yeterli akademisyen de yoktu. Bu durum eğitim kalitesinin düşmesine neden oldu. Bunun bir parçası da hukukun sadece teknik bir konu olarak anlatılması ve uzmanlaşmanın artırılarak bütünün kaçırılmasına neden oluyor. Hukukun bir politikanın parçası olduğu unutturuldu. Roma hukuku ve hukuk felsefesi gibi dersler önemsizleştirildi. Ülkede de hukukun artık bir önemi kalmadığı için avukat olmanın da saygınlığı düşürüldü. Bu süreçte okullar çok fazla mezun verdi ve bu da doğal olarak avukat sayısını artırdı. Şu an İstanbul Barosu’nun büyük çoğunluğu mesleğinin ilk 10 yılındaki avukatlardan oluşuyor. Daha da önemlisi her sene 5-6 bin mezun geliyor. Açık bir gerçek ki bağlı çalışan avukat sayısı çok fazla. Ancak çözüm sınav, baraj vs değil bence. Sistemin tamamının değişmesi gerek. 

Pandemi esas işçi sınıfını etkiledi. Avukatlar arasında da işçi avukatları etkiledi. Pandemide patron avukatlar adliyeye gitmek zorunda değilken, işçi avukatlar gitmek zorundaydı. İşçi avukat tüm gün kalabalık icralarda, duruşmalarda, hacizlerde bulunmak zorunda. Bir yandan toplu taşıma ile adliyeye gidip geliyor. Bununla birlikte, online olarak her şeyin yapılıyor olması, zaten belirsiz olan fazla mesai saatini iyice arttırdı. Maaşlar düştü, yemek ve yol paraları verilmemeye başladı. Pandemiyle birlikte zaten kötü olan şartlar iyice kötüleşti. Çoğu avukat işsiz de kaldı bu dönemde. Yeni mezun avukatların çoğu iş bulamadı. 

Bağlı çalışan avukatların sorunları aslında herkesin bildiği sorunlar. Çözümü için ise avukatların aynı zamanda işçi olduğunu kabul etmesi, dayanışmanın artması, mücadelenin yükseltilmesi lazım. Haklarımızı ancak böyle alacağız. 

Av. Şura (Ankara Barosu)- Bence bağlı çalışan avukatların en büyük sorunu maaşın düşük olması ve emeği ile kazanılan dosyalarda asla prim verilmemesi. Bağlı çalışmak adeta bir zorunluluk haline geldi bunun sebebinin ise avukat sayısının çokluğuyla birlikte pasta diliminin küçülmüş olması ve büyük dilimi kazanmak için avukatlık şirketlerinin oluşması olduğunu düşünüyorum. Ayrıca avukat sayısı artıkça iş potansiyeli düşmeye ve bunun yanında düşük ücrete iş gücü de artmaya devam edecek. 

Meslek içi ve ek gelir getirebilecek CMK, Adli Yardım gibi eğitimleri almamızı hem işveren kabul etmiyor hem de kabul etse bile fiiliyatta vakit ayırmak mümkün olmuyor, bu konularda serbest hareket edemiyoruz. İşveren avukatlar ayrıca bağlı çalışan avukatların müvekkil çevresi oluşturmasını engelliyor ve bununla da kalmayıp bağlı çalışan avukatın ofise getirdiği davalar bile yüzdelik alınarak kabul ediliyor.

Bağlı çalışan avukatların sorunlarının çözülebilmesi için avukatlara vergi konusunda muafiyet sağlanmalı, bağlı çalışan avukatlara yönelik kıdeme bağlı olarak asgari ücret belirlenmeli ve reklam yasağının ise sonuna kadar uygulanması gerekiyor.

Av. Elif (İzmir Barosu)- Biz bağlı çalışan Avukatlar, ücret olarak insanların sandığından çok daha düşük ücretlere çalışıyoruz. Baro yönetimleri avukatlardan oluşuyor olmasına rağmen kendi önerilerine kendisi uymayan patron avukatlar var. Örneğin İzmir Barosunun tavsiye ettiği Bağlı Avukat maaşı 5.850 TL ancak benim görüştüğüm hiçbir meslektaşım bu maaşı almıyor. Üstelik tanıdığım kıdemli avukatlar da bu maaşın altında çalışıyorlar. Ben de dahil olmak üzere çoğu arkadaşımızın Sigortaları aldığı maaştan daha düşük gösteriyorlar. Zaten maaşlarımızın bir kısmı hesaba yatıyor kalanı ise elden veriliyor. Bu da bizi mağdur eden bir uygulama.

Benim bildiğim kadarıyla bir avukatın, bir işi kabul etmediğinde bunu ofisinde çalışan diğer avukatlara önerme yükümlülüğü var. Ancak bizim durumumuzda bırakın bunu CMK veya Adli Yardım listelerine kaydolmamız bile yasaklanıyor. Zaten ayrı bir vergi numaramız olmadığı için bunları yapmamız hukuken de mümkün değil. Ancak serbest çalışan başka arkadaşlarla bu süreci yürütebiliyoruz. Orada da tevkil gibi bir ücret vermek durumunda kalıyoruz. Zaten bağlı çalıştığımız avukatlar da kendi işlerini aksattığımızı düşündükleri için bunlara izin vermiyorlar. Ben bir icra bürosunda çalışıyorum. Burada tek tük gerçek kişi müvekkil var. Genellikle hep kurumsal firmalar var. Yaklaşık dört yıldır bir kez bile bir müvekkil Yöneticisi/Temsilcisi ile görüştürülmedim. Bu yüzden bırakın müvekkil çevresi oluşması, sürekli kendi yakın çevremdeki işleri başka arkadaşlarıma gönderdiğim için müvekkil çevrem eridi. Zira Patron avukatım izin vermediğinden kendi işlerimi alamıyorum. Bildiğim kadarıyla yaşıtım meslektaşlar için de durum böyle.

Avukatlar kendi ofisini açamıyor, işin ayrıntısını çok bilmemekle beraber benim şu an bir büronun kirası, sigorta primleri, vergisi ve diğer masraflarını karşılamam mümkün değil. Diğer arkadaşlarımın durumunu bilmemekle beraber bu masrafları karşılayamayacak olduğum için ben bağlı çalışmaya mecburum. Ama arkadaşlarımdan da bu yönde tepkiler alıyorum.

Bunu söylemek çok üzücü ama her sektörde olduğu gibi sayı arttıkça değerimiz düşüyor. Zaten sayı arttıkça kişi başına düşen müvekkil sayısı da azaldığından ofis açsak bile bize gelebilecek iş sayısında azalma oluyor. Örneğin serbest olarak ofis açan bir arkadaşım şu an adli yardım listesinde 2004. sırada. 2003 adli yardım vakası sonrasında ona bir iş gelecek. Daha sonra da kim bilir ne zaman gelecek? Böyle bir durumda nasıl büro açabiliriz ki?

Sorunlar bu şekilde olunca pandemi döneminde bizim için çok değişen bir durum olmadı. Biz mart ayından haziran ayına kadar kısa çalışma ödeneği kapsamına alındık. Avukatların sorunlarının, hukuk fakültelerinin ve sorunlarının azaltılması ile çözüleceğini düşünüyorum. Farklı asgari ücret gibi suni artışlardan ziyade, meslektaş sayısının azaltılması ile doğal bir değer artışı olacağını tahmin ediyorum. Bir de benim önerim Arabuluculuk ve Avukatlık mesleğinin ayrılması. Böylece avukat sayısında ciddi bir azalma olacağını düşünüyorum. Kısacası bence şu an mesleğimiz için en önemli sorunun meslektaş sayısı. Fakültenin 5 yıla çıkarılması ve başarı sırasının değiştirilmesi ise bence olumlu adımlar.

Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Benzer Yazılar
default-featured-image
‘Örselenmiş kadın’ hukuk kriteri olsun
default-featured-image
Yargıtay son noktası koydu! Maaş geçiş promosyonu...
i
Ülkenin PKK İle Mücadelesinde Halkın Gaz Bombasından Etkilenmesi Hak İhlalini Oluşturmaz-AYM Kararı
773x435_cmsv2_c889a1f1-98d8-599f-ae50-11fe5d156835-4814412
12 Yıldır Süren Davada Taraf Uzun Yargılamadan Dolayı Tazminat Hak Eder
alkolsatisi
Polis, Gece 22.00'dan Sonra Alkol Satışı Yapıldığına İlişkin Alıcı Kılığında Büfeye Tuzak Kuramaz
ankara-bam-4-123-07-202016-05
Her Ne Kadar Eşi ,Uyuşturucunun Sanığa Ait Olduğunu Söylese de Sanığın Kabulu Etkin Pişmanlık Hükmünü Oluşturur
569ae394-95b6-4415-aff8-89b675fee871b18d927d-177b-4859-ba00-88e448e92846
Koronavirüs Dolayısıyla Kiranın Düşürüldüğüne İlişkin Haberin BAM Kararı
907441-642x340
Yargıtay, Faturanın Sahteliğinde Bu Hususlara Dikkat Ediyor
arabuluculuk-nihai-tutanaginin-sunulmamasi-gerekcesiyle-davanin-reddi_65b78
Arabuluculuk Nihai Tutanağının Sunulmaması Gerekçesiyle Davanın Reddi
aile_konutundaki_serh_nasil_kaldirilir_h11977_2550f
Aile Konutu Şerhinin Terkini İstemi
ziraat-bankasi-halkbank-vakifbank-garanti-bbva--4882707
Bankalara Rekabete Aykırı Davranışlar
752x395-milyonlarca-arac-sahibini-ilgilendiriyor-danistay-acikladi-artik-hacizli-araclar-1560862424685
Hacizli Aracın Tescil Talebi, Noter Satışından Sonra Konulan Hacizler