En Alttakilerin Adaleti ve Savunma Hakkı

“M-Bir Şehir Katilini Arıyor” (Fritz Lang, 1931)

Nazilerin iktidara gelmesi üzerine önüne serilen parlak fırsatları geri çevirmekle kalmayıp Hitler hayranı karısını ve yaşadığı-çalıştığı ülke Almanya’yı terk ederek önce Fransa’ya, ardından ABD’ye giden Avusturya doğumlu Fritz Lang’in başyapıtlarla dolu filmografisindeki en ilginç filmlerden biridir “M-Bir Şehir Katilini Arıyor” (M-Eine Stadt sucht einen Mörder).

Sinema sanatının ilk dönemlerinin en büyük yaratıcılarından biri olan Lang, 1931’de çektiği bu film öncesinde “Doktor Mabuse” (1922), “Nibelungen” (1924), “Metropolis” (1927), “Casuslar” (1928) gibi bugün tartışılmaz birer klasik olarak nitelenen yapıtlar vermiş, o yılların çalkantılı ve gergin Almanya’sının ruhunu beyazperdeye yansıtmış, dışavurumcu akıma estetik katkılarda bulunmuştu.

“M”, çalışmalarında değişik türlere el atan ama suç ve suçluluk duygusu temasını alttan alta da olsa hep işleyen yönetmenin bu temayı çok belirgin hale getirdiği, bireyi suça iten bireysel ve toplumsal koşulları irdelediği, gerçek olaylara dayanan bir öykü sunar.

O yıllarda Almanya’yı dehşete düşüren “Düsseldorf canavarı”nın cinayetlerinden hareketle yazılan senaryo, Lang’in henüz evli olduğu Thea von Harbou’nun imzasını taşır. “M”, başlı başına bir hukuk-adalet filmi olarak nitelenemez belki ama “savunma” üzerine hayli uzun ve unutulmaz bir sahnesi nedeniyle bu kategorinin en unutulmaz örnekleri arasında anılmayı hak eder.

Sokaktakilerin kurduğu mahkeme

Seri cinayetler işleyen katil yüzünden Berlin halkı diken üstündedir. Polis, katili bulmak için yoğun çaba harcasa da hiçbir sonuç alamaz. İşinin ehli dedektiflerin yanı sıra, katilin peşindeki polislerin sürekli baskınları nedeniyle işleri bozulan yeraltı dünyası da harekete geçer. Başta kumar olmak üzere tüm yasadışı işleri çökmüş, üstelik kendilerinden habersiz işlenen cinayetler nedeniyle itibarları sarsılmıştır. Kendi kontrollerinde kentin dört yanına dağılmış dilencilere talimat vererek tetikte olunmasını isterler. Derken, katil gözüne kestirdiği bir çocuğa yaklaşmışken kör bir dilenci onu fark eder.

İzlenen, bir binada kıstırılan, uzun uğraşlar sonucu yakalanan ve cinayetleri önce inkâr sonra itiraf eden katilin sonu gelmiştir. Cezası ölümdür ama gangsterler infazdan önce kendisini savunması için bir şans tanır. Sokağın, en alttakilerin, yasadışı olanların mahkemesi kurulur, adaleti bu kez onlar sağlayacaktır. Hatta biraz da hukuk sistemiyle alay edercesine, dilencilerden biri katilin avukatı olarak seçilir. Fakat beklenmedik bir şey yaşanır ve dilenci-avukat, “müvekkilini” gerçekten savunur, onun hasta olduğunu, tedavi edilmesi gerektiğini ileri sürer ve ortalık bir kez daha karışır.

“Burada herkes hukuk uzmanı!”

Katilin kendisini bir an önce öldürmek isteyen kalabalığa, ağlayarak “Bana bunu yapmaya hakkınız yok” diye yalvarması üzerine, gangsterlerin şefinin “Demek hakkını istiyorsun, sana hakkını vereceğiz, burada herkes Tegel hapishanesinde altı aydan Brandenburg’da 15 yıla kadar hukuk uzmanı! Senin hakkını almanı sağlayacaklar, sana bir avukat bile vereceğiz, her şey kanun ve nizama uygun olacak” demesiyle başlayan yaklaşık 16 dakikalık final sahnesi, sinema-hukuk ilişkisinin en unutulmaz anlarını içerir.

Katilin “Beni polise teslim etmenizi istiyorum, gerçek bir mahkemede yargılanmak istiyorum” diye haykırması üzerine kahkahalarla yükselen “51. maddeden faydalanıp ölene dek devletin sana bakmasını istiyorsun. Biz seni zararsız kılmak istiyoruz, bunun tek yolu da ölmen” yanıtı ise adalet arayışının en karmaşık yollarına sokar seyirciyi.

Fritz Lang’in ıslığı

Filmin önemli özelliklerinden biri, gerçeklik duygusunu güçlendirmek için hiç müzik kullanılmamasıdır. Müzik olarak nitelenebilecek tek ses, katilin kör dilenci tarafından tanınmasına neden olan alışkanlığı, Edward Grieg’in prelüdlerinden biri olan “In the Hall of the Mountain King”i ıslıkla çalmasıdır. Gizemli, karanlık, ürküntü verici ama aynı zamanda da tuhaf bir coşku içeren bu kısacık ezgi o dönemki Berlin’in ruh halini mükemmel yansıtır gerçekten de. Filmde birkaç kez duyduğumuz ıslığın, bizzat Fritz Lang tarafından seslendirildiğini de belirtelim.

Başta katil Hans Beckert rolündeki Peter Lorre’nin olağanüstü oyunculuğu olmak üzere, Otto Wernicke (dedektif), Rudolf Blümmer (Beckert’ın “avukatı”) gibi isimlerin harika performans gösterdiği “M-Bir Şehir Katilini Arıyor”, yapımından 90 yıl sonra da heyecanla izlenen dört dörtlük bir suç klasiğidir. Hukukçu gözüyle seyredenler ise bambaşka boyutlar da keşfedecektir eminim ki.

(Tunca Arslan)

Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Benzer Yazılar
default-featured-image
‘Örselenmiş kadın’ hukuk kriteri olsun
default-featured-image
Yargıtay son noktası koydu! Maaş geçiş promosyonu...
i
Ülkenin PKK İle Mücadelesinde Halkın Gaz Bombasından Etkilenmesi Hak İhlalini Oluşturmaz-AYM Kararı
773x435_cmsv2_c889a1f1-98d8-599f-ae50-11fe5d156835-4814412
12 Yıldır Süren Davada Taraf Uzun Yargılamadan Dolayı Tazminat Hak Eder
alkolsatisi
Polis, Gece 22.00'dan Sonra Alkol Satışı Yapıldığına İlişkin Alıcı Kılığında Büfeye Tuzak Kuramaz
ankara-bam-4-123-07-202016-05
Her Ne Kadar Eşi ,Uyuşturucunun Sanığa Ait Olduğunu Söylese de Sanığın Kabulu Etkin Pişmanlık Hükmünü Oluşturur
569ae394-95b6-4415-aff8-89b675fee871b18d927d-177b-4859-ba00-88e448e92846
Koronavirüs Dolayısıyla Kiranın Düşürüldüğüne İlişkin Haberin BAM Kararı
907441-642x340
Yargıtay, Faturanın Sahteliğinde Bu Hususlara Dikkat Ediyor
arabuluculuk-nihai-tutanaginin-sunulmamasi-gerekcesiyle-davanin-reddi_65b78
Arabuluculuk Nihai Tutanağının Sunulmaması Gerekçesiyle Davanın Reddi
aile_konutundaki_serh_nasil_kaldirilir_h11977_2550f
Aile Konutu Şerhinin Terkini İstemi
ziraat-bankasi-halkbank-vakifbank-garanti-bbva--4882707
Bankalara Rekabete Aykırı Davranışlar
752x395-milyonlarca-arac-sahibini-ilgilendiriyor-danistay-acikladi-artik-hacizli-araclar-1560862424685
Hacizli Aracın Tescil Talebi, Noter Satışından Sonra Konulan Hacizler