Mağdura Karşı Çiçek Koklamak Cinsel Taciz Suçunu Oluşturur

TC
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
2013/429 E.
2015/34 K.
Cinsel taciz suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde sanığın eyleminin kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı TCK’nun 123/1, 53/1 ve 58/6. maddeleri uyarınca altı ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, Bolu 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 05.06.2009 gün ve 1084-478 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 07.11.2012 gün ve 12493-10982 sayı ile;
“Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Müştekinin iddiasına uygun olarak sarfedildiği kabul edilen ‘canım nasılsın, seni çok özledim, eve geliyorum’
şeklindeki sözlerin cinsel taciz suçunu oluşturduğu ve eyleminin aynı suç işleme kararı ile birden fazla
işlendiği gözetilerek, sanığın zincirleme şekilde cinsel taciz suçundan mahkûmiyeti yerine kişilerin huzur ve
sükûnunu bozma suçundan hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bolu 1. Sulh Ceza Mahkemesi ise 05.03.2013 gün ve 13-169 sayı ile;
“Sanığın ısrarla telefon etme eyleminin sabit kabul edildiği, iddianame ve katılanın anlatımına göre iddia
edilen sözleri söylediğini kabul etmediği, bu beyanları kullandığının katılanın soyut iddiası dışında sabit

olmadığı, ancak ısrarla telefon ederek katılanı rahatsız ettiğinden kişilerin huzur ve sükûnunu bozma
suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın katılanı kendi hazırlık beyanında da belirttiği gibi birden
fazla kez telefonla arayarak rahatsız ettiği” şeklindeki gerekçeyle direnerek sanığın önceki hükümde olduğu
gibi kişilerin huzur ve sükûnunu bozmak suçundan cezalandırılmasına karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.05.2013 gün ve
173259 sayılı bozma istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel
Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık;
sanığın eylemlerinin kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunu mu, yoksa zincirleme şekilde cinsel taciz
suçunu mu oluşturacağının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Katılanın ev telefonundan sürekli aranıp bir kısım sözler söylenmek suretiyle rahatsız edildiği, eşinin evlerini
arayan numarayı tespit ettiği, olay tarihinde ankesörlü telefon hizmeti veren bir yerden aranması üzerine,
eşinin sanığı telefon ederken yakaladığı, sanığın benzer şekilde işlemiş bulunduğu cinsel taciz ile kişilerin
huzur ve sükûnunu bozmak suçlarından, tekerrüre esas teşkil edebilecek nitelikte çok sayıda sabıkasının
bulunduğu, tesbit edilmiş olup,
Katılan; yaklaşık dört aydır ismini bilmediği bir şahsın telefonla kendisini günde iki üç kere arayıp cinsel
tacizde bulunduğunu, olay günü eşinin evde olmadığı bir saatte arayarak; “evde misin canım, seni çok
özledim eve geliyorum” şeklinde sözler söylediğini, durumu eşine bildirdiğini, bir saat sonra tekrar aradığını,
numarayı tespit eden eşinin de sanığı telefon ederken yakaladığını, olay nedeniyle psikolojisinin
bozulduğunu, eşi ile ayrılma aşamasına geldiğini beyan etmiş,
Tanık F.. K..; tanımadığı bir kişinin sürekli evini arayıp eşini rahatsız ettiğini, telefonunun arayan numaraları
gösterdiğini, olay günü tekrar araması üzerine eşinden sanığı konuşturmasını istediğini, ankesörlü telefon
hizmeti veren bir işyerinden aradığını belirleyip sanığı söz konusu yerde yakaladığını, sanığa neden eşini
aradığını sorduğunda; “benim böyle bir hastalığım var, ararım” şeklinde karşılık verdiğini belirtmiş,
Sanık kollukta; olay günü ankesörlü telefondan tesadüfen belirlediği birkaç numarayı aradığını, bunlar
arasında daha önce dört beş kez aradığı bir numaranın bulunduğunu, ismini bilmediği bayanın telefonu açıp;
“evde kimse yok, konuşabiliriz” dediğini, konuştukları sırada iki kişinin içeri girdiğini, telefon numarasını
nereden bulduğunu sorduklarını, şahıslara numarayı tesadüfen aradığını söylediğini, ardından kendisini
dövdüklerini anlatmış,
Duruşmada ise; önceki ifadesini kabul etmediğini, katılanı tanımadığını, telefonunu tesadüfen aradığını,
yarım saat konuştuklarını, şikâyetçinin kendisini tanıyormuş gibi konuşup evine davet ettiğini, şikâyetçiye;
“orada olmaz çarşıda buluşalım, geçerken uğrarım” şeklinde sözler söylediğini, ancak “eve gelirim”
demediğini, başka bir söz söylemediğini savunmuştur.
Türk Ceza Kanununun “cinsel taciz” başlıklı 105. maddesi;
“1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla
kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
2) Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya eğitim ve öğretim ilişkisinden ya da aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuz
kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği
takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak,
okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz” şeklinde

düzenlenmiş iken, hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 61.
maddesiyle;
“1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla
kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına, fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
2) Suçun;
a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim
yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle,
İşlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi
bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz” şeklinde
değiştirilmiştir.
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde taciz; “tedirgin etme, rahatsız etme veya sıkıntı verme” şeklinde
tanımlanmıştır.
Maddenin gerekçesinde de; “mağdurun cinsel yönden ahlâk temizliğine aykırı olarak rahatsız edilmesi”
biçiminde ifade edilen cinsel tacizin ne tür bir davranışla işlenebileceği hususunda kanunlarda açıklık
bulunmamakla birlikte, öğreti ve yargısal kararlarda bu suçun; mağduru hedef almış, vücut dokunulmazlığı
ihlal edilmeksizin ancak cinselliğine yönelen söz söyleme, mesaj ya da mektup gönderme, el hareketi yapma,
öpücük atma, cinsel ilişki teklif etme, cinsel organını gösterme gibi eylemlerle gerçekleştirilebileceği kabul
edilmektedir.
Cinsel taciz suçunun maddi unsuru, bir kimseyi cinsel amaçlı olarak rahatsız etmektir. Suçun
manevi unsuru ise kast olup, failin cinsel amaç gütmesi, başka bir ifadeyle cinsel arzu ve
isteklerini tatmin maksadıyla hareket etmesi gerekmektedir. Eylemin cinsel amaçla işlenip
işlenmediği ya da hangi fiilin cinsel taciz suçunu oluşturacağı somut olayın özelliklerine göre
hâkim tarafından takdir edilecektir. Nitekim yargısal kararlarda; pencereye tırmanarak “seni
kaçıracağım, beni içeri al, içeri gireceğim” demek, mağdura karşı çiçek koklamak, telefonla kısa
aralıklarla arayıp; “evinin önündeyim, dışarı çık, seni maddi ve manevi tatmin edeceğim,” “seni
seviyorum, evlenmek istiyorum,” mağdurun yüzüne; “seni ve aileni tanıyorum, arabaya bin,
gideceğin yere bırakayım, sana kötülük yapmam” şeklinde sözler söylemek, “konuşmak ister
misin, numarayı çaldır, istemezsen kimsenin haberi olmaz” içerikli mesajlar göndermek cinsel
taciz olarak kabul edilmiştir.
Cinsel taciz oluşturacak davranışlar, mağdurun vücuduna temas bulunmamak şartıyla ani olabileceği gibi,
devamlı nitelikte de gerçekleşebilir. Suçun oluşabilmesi için, failin cinsel amaç gütmesi ve eylemin belirli kişi
ya da kişilere karşı gerçekleştirilmiş olması gerekir. Aksi takdirde cinsel taciz değil, hakaret, tehdit ya da
kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçları gündeme gelebilecektir.
Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu
üzerinde de durulmalıdır.
Türk Ceza Kanununun “hürriyete karşı suçlar” başlıklı yedinci bölümünde yer alan 123. maddesinde kişilerin
huzur ve sükûnunu bozma suçu; “sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon
edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde,

mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Madde gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, bu suçla kişilerin huzur ve sükûnunun bozulması hususunda
gösterilen davranışlar cezalandırılmakta, bu şekilde psikolojik ve ruhsal sükûn içerisinde yaşama hakları
korunmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için özel bir maksatla hareket edilmesi, dolayısıyla ısrarla telefon
etmek ya da gürültü yapmak veya aynı amaçla hukuka aykırı başka bir fiilde bulunmak suretiyle kişilerin
rahatsız edilmesi ve bu hareketlerin de mağdurun huzur ve sükûnunu bozma amacıyla gerçekleştirilmesi
gerekmektedir.
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun maddi unsuru; belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya
gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulması, korunan hukuki yarar; cinsel taciz
suçundan farklı olarak ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir
şekilde yaşama haklarıdır. Suç oluşturacak eylemler bakımından herhangi bir sınırlama getirilmediğinden,
seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun manevi unsuru ise özel kast olup, eylemin sırf başkalarının huzur ve
sükûnunu bozmak amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Olası
kastla ya da taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığı tanımayan, aralarında önceye dayalı herhangi bir husumet ya da kendi şeref ve namusunu
ilgilendiren bir konuda iftira atması için sebep bulunmayan katılanın aşamalarda birbiriyle uyum
gösteren samimi, ısrarlı ve herhangi bir tereddüde mahal bırakmayan beyanı, bu beyanları
doğrulayan tanık anlatımı, sanığın katılanın evini birkaç kere aradığı ve “çarşıda buluşalım,
geçerken uğrarım” dediği yönündeki, tevilli ikrar olarak değerlendirilen savunması ve tüm dosya
muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, katılanın telefonunu değişik zamanlarda ısrarla
arayarak söylediği; “evde misin canım seni çok özledim, eve geliyorum” şeklindeki sözlerin cinsel
amaç taşıdığı ve eyleminin bir bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu
oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, yerel mahkeme hükmünün, sanığın eylemlerinin zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu
oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bolu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 05.03.2013 gün ve 13-169 sayılı hükmünün, sanığın eylemlerinin
zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.03.2015
tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Benzer Yazılar
default-featured-image
‘Örselenmiş kadın’ hukuk kriteri olsun
default-featured-image
Yargıtay son noktası koydu! Maaş geçiş promosyonu...
i
Ülkenin PKK İle Mücadelesinde Halkın Gaz Bombasından Etkilenmesi Hak İhlalini Oluşturmaz-AYM Kararı
773x435_cmsv2_c889a1f1-98d8-599f-ae50-11fe5d156835-4814412
12 Yıldır Süren Davada Taraf Uzun Yargılamadan Dolayı Tazminat Hak Eder
alkolsatisi
Polis, Gece 22.00'dan Sonra Alkol Satışı Yapıldığına İlişkin Alıcı Kılığında Büfeye Tuzak Kuramaz
ankara-bam-4-123-07-202016-05
Her Ne Kadar Eşi ,Uyuşturucunun Sanığa Ait Olduğunu Söylese de Sanığın Kabulu Etkin Pişmanlık Hükmünü Oluşturur
569ae394-95b6-4415-aff8-89b675fee871b18d927d-177b-4859-ba00-88e448e92846
Koronavirüs Dolayısıyla Kiranın Düşürüldüğüne İlişkin Haberin BAM Kararı
907441-642x340
Yargıtay, Faturanın Sahteliğinde Bu Hususlara Dikkat Ediyor
arabuluculuk-nihai-tutanaginin-sunulmamasi-gerekcesiyle-davanin-reddi_65b78
Arabuluculuk Nihai Tutanağının Sunulmaması Gerekçesiyle Davanın Reddi
aile_konutundaki_serh_nasil_kaldirilir_h11977_2550f
Aile Konutu Şerhinin Terkini İstemi
ziraat-bankasi-halkbank-vakifbank-garanti-bbva--4882707
Bankalara Rekabete Aykırı Davranışlar
752x395-milyonlarca-arac-sahibini-ilgilendiriyor-danistay-acikladi-artik-hacizli-araclar-1560862424685
Hacizli Aracın Tescil Talebi, Noter Satışından Sonra Konulan Hacizler