Davacı Vekili Tarafından Arabulucu Son Tutanağında Yer Verilmeyen Alacak Kalemlerinin Talep Edilmesi

T.C.
SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

  1. HUKUK DAİRESİ
    2019/4314 E.
    2020/69 K.
    22.1.2020 T.
    İŞÇİLİK ALACAKLARI ( Davacı Vekili Tarafından Arabulucu Son Tutanağında Yer Verilmeyen Alacak
    Kalemlerinin Talep Edilmesi Nedeniyle Dava Şartı Yokluğundan Davanın Reddine Karar Verildiği/Aksaklıkları
    Gidermek Amacı İle Uygulamaya Sokulan 02.06.2018 Tarihinde Yürürlüğe Giren Yönetmelik Tarihinden Sonra
    Düzenlenen Tutanakda İşçi İşveren İlişkisinden Kaynaklanan İbaresi Yeterli Olmayıp Arabuluculuk Evrakı
    İncelendiğinde 30.10.2018 Tarihinde Arabuluculuğa Başvurulduğu Yani 02.06.2018 Tarihinden Sonra Başvuru
    Yapıldığı Sabit Olmakla Davanın Reddinde Hukuka Aykırılık Bulunmadığı )
    ARABULUCULUK BAŞVURU FORMUNDA “İŞÇİ İŞVEREN İLİŞKİSİNDEN KAYNAKLANAN” ŞEKLİNDE SOYUT
    İBARE KULLANILMASI
    ( Aksaklıkları Gidermek Amacı İle Uygulamaya Sokulan 02.06.2018 Tarihinde Yürürlüğe
    Giren Yönetmelik Tarihinden Sonra Düzenlenen Tutanakda İşçi İşveren İlişkisinden Kaynaklanan İbaresi Yeterli
    Olmadığı/Somut Olayda 30.10.2018 Tarihinde Arabuluculuğa Başvurulduğu Yani 02.06.2018 Tarihinden Sonra

Başvuru Yapıldığı Sabit Olmakla Davacı Vekili Tarafından Arabulucu Son Tutanağında Yer Verilmeyen Alacak
Kalemlerinin Talep Edilmesi Nedeniyle Dava Şartı Yokluğundan Davanın Reddine Karar Verilmesinin Hatalı
Olmadığı )
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN ARABULUCU SON TUTANAĞINDA YER VERİLMEYEN ALACAK KALEMLERİNİN
TALEP EDİLMESİ ( Dava Şartı Yokluğundan Davanın Reddine Karar Verildiği/Aksaklıkları Gidermek Amacı İle
Uygulamaya Sokulan 02.06.2018 Tarihinde Yürürlüğe Giren Yönetmelik Tarihinden Sonra Düzenlenen
Tutanakda İşçi İşveren İlişkisinden Kaynaklanan İbaresi Yeterli Olmayıp Arabuluculuk Evrakı İncelendiğinde
30.10.2018 Tarihinde Arabuluculuğa Başvurulduğu Yani 02.06.2018 Tarihinden Sonra Başvuru Yapıldığı Sabit
Olmakla Davanın Reddinde Hukuka Aykırılık Bulunmadığı )
7036/m.3/1
6325/m.15/3,17/2
ÖZET : Dava; kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla çalışma gibi işçilik alacaklarına ilişkindir.
İlk Derece mahkemesi tarafından; davacı vekili tarafından arabulucu son tutanağında yer verilmeyen kıdem
tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla mesai alacağına ilişkin alacak kalemlerinin talep edilmiş olduğu
görülmekle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk uygulamalarında başlangıçta hem talepte bulunanlar ve hem de
arabulucular tarafından yapılan bu tür hatalar taraarın mağduriyetlerine sebebiyet verdiği gibi arabuluculuk
uygulamasının amaçlandığı gibi uygulanmasına engel olduğundan, arabuluculuk kanununa dayanılarak
çıkartılan ve 02.06.2018 tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliğin ve aksaklıkları gidermek amacı ile uygulamaya
sokulan arabuluculuğa hangi konularda başvurulduğuna ilişkin “başvuru formu“ uygulamasının başladığı
02.06.2018 tarihine kadar arabuluculuk anlaşamama tutanağında arabuluculuğa konu alacaklar tek tek
belirtilmeden “ işçilik alacakları” “işçi-işveren uyuşmazlığı” gibi soyut ifadeler kullanılmış ise, başvuru formu
getirtilip, talepler açık açık belirtilmiş ise talep formunda belirtilen alacakların görüşmelere konu edildiği,

açıkça belirtilmemiş ise taraar arasındaki işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiği kabul
edilmelidir.
Başvuru formu uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihinden sonraki başvurularda ise başvuran ve özellikle
başvuru arabuluculuk ile görevli mahkemenin memuruna yapılmış ise görevli memur başvuru formundaki bu
tür eksiklikleri giderecek uyarılarda bulunmalı, 02.06.2018 tarihinden sonraki başvurularda başvuru formu
içeriğine itibar edilerek sonuca gidilmelidir.
Bu tür anlaşmazlıklara ve tereddütlere meydan verilmemesi için arabuluculuk tutanağında taraarın
anlaştıkları yada anlaşamadıkları alacak kalemleri tek tek belirtilmelidir.
Somut olayda 02/06/2018 tarihinden sonra düzenlenen tutanakda işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan ibaresi
yeterli değildir. Arabuluculuk evrakı incelendiğinde 30/10/2018 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu yani
02/06/2018 tarihinden sonra başvuru yapıldığı sabittir.Dosya içinde mevcut arabulucu başvuru formunda da;
“işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan” ibaresi mevcuttur. Bu nedenle yerel mahkemenin arabuluculuk
tutanağını uygun bulmayarak dava şartı yokluğu nedeniyle davayı reddetmesinde hukuka aykırılık yoktur.
DAVA : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:

Davacı vekili 24/12/2018 tarihli dilekçesinde özetle; 17/09/2016 tarihinden, 22/10/2018 tarihine kadar davalı
rmada temizlik ve inşaat genel işleri takibi ve gece bekçiliği işini yaptığını, 22/10/2018 tarihinde haksız ve tek
taraı olarak iş akdinin feshedildiğini, ssk primlerinin eksik yatırıldığını, elden ödeme yapıldığını, işyerinden
kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, senelik izin alacağı ve fazla mesai alacaklarının olduğunu beyanla
alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı M.İ. cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın Meridyen Havuz adına açılması gerektiğini, kendisinin
davalı sıfatı taşımadığını, husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının Meridyen Havuzda yevmiyeci
olarak çalıştığını, yevmiyesini günlük olarak aldığını, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini talep
etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Gebze 1. İş Mahkemesi’nin 20180/412 Esas 2019/317 Karar sayılı kararında; “davaya konu ihtilaf hakkında
dava süreci öncesi düzenlenen 29/11/2018 tarihli Arabulucu Son Tutanağı’nda taraar arası uyuşmazlık
konusunun “İşçi Alacağı” olduğu hususu tutanağa işlenmiş ve herhangi bir işçilik alacağı ayrıntısına yer
verilmemiş olup; buna karşın dava dilekçesinde, davacı vekili tarafından arabulucu son tutanağında yer
verilmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla mesai alacağına ilişkin alacak kalemlerinin talep
edilmiş olduğu görülmüştür.
.. İş Mahkemeleri Kanunu ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun yukarıda bahsi
geçen düzenlemeleri uyarınca, işçilik alacaklarına ilişkin dava açılabilmesi için her bir alacak kalemi hususunda
arabuluculuk yoluna başvurulmuş olması ve taraarca anlaşmaya varılamayan alacak kalemlerinin son
tutanakta yer alması dava şartı olarak düzenlenmiş olmakla, arabulucuğa konu edildiği açıkça tespit
edilemeyen dava konusu işçilik alacağı kalemlerine ilişkin davacının talebi hakkında, dava şartının yerine
getirilmemiş olduğu gözetilerek, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Aksinin kabulü halinde, taraarın arabuluculuk görüşmeleri sırasında hangi alacak kalemleri için görüşme
yapıp, bu kalemlerden hangisi hakkında anlaşmaya varamadıkları hususunda tereddüt doğacağı, 6325 Sayılı
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 17/2. Maddesi uyarınca taraarın hangi konuları
görüştüğünün dışında, hangi konularda anlaşmaya varıp, hangi konularda anlaşamadıkları hususunun da
tutanak altına alınmasının yasal zorunluluk olarak düzenlenmiş olduğu; davalı tarafın arabuluculuk safhasında
kabul edebileceği bir bir talebin değerlendirilmeksizin arabuluculuk süreci etkisiz hale getirilerek ve davalıya
bu alacak kalemi hakkında tartışma ve değerlendirme imkanı tanınmaksızın talebin doğrudan dava yoluyla
ileri sürülmesinin kanunun yukarıda belirtilen düzenlemelerine açıkça aykırılık teşkil edeceği, taraarın
arabuluculuk safhasında tartıştığı bir alacak kaleminin arabulucu tarafından tutanağa eksik işlendiği kabul
edilse dahi, arabuluculuk görüşmelerinin gizliliği yönündeki kanuni düzenleme gereği mahkemece taraar
arasında bu tartışmanın yapılıp yapılmadığı yönünde ayrıca araştırma yapılamayacağı, arabuluculuk eğitimi
sonucunda arabulucunun görevlendirildiği ve arabulucuya faaliyeti sebebiyle ücret ödendiği dikkate
alındığında, arabulucunun ihmalinin ancak arabulucu açısından bir sorumluluk doğurabileceği, buna karşın,
kanunda yer alan açık düzenlemeye aykırı şekilde arabuluculuk son tutanağında yer almayan bir alacak
kaleminin davada ileri sürülmesi halinde bu alacak kalemi hakkında dava şartı eksikliğine rağmen yargılama
yapılamayacağı kanaatine varılarak “dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU:

Davacı asıl istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyada gerekli inceleme ve araştırma yapılmadığını,
tanıklarının dinlenmesi gerektiğini, avukatlık ücretinin kendisine yükletilmesinin doğru olmadığını, yerel
mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME / GEREKÇE:
Dairemizce dosya üzerinden, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu
düzeni yönünden yapılan incelemeye göre;
Dava ; kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla çalışma gibi işçilik alacaklarına ilişkindir.
01/01/2018 tarihinden itibaren zorunlu arabuluculuk iş mahkemelerinde yürürlüğe girmiş olup, davacının
arabuluculuğa başvurduğu 29/11/2018 tarihinde anlaşamama tutanağı düzenlendiği, uyuşmazlık konusunun
da işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan işçi alacağı şeklinde belirtildiği sabittir.
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3/1.maddesinde “kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan
işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması
dava şartıdır” şeklinde düzenlemeye yer verilerek dava şartı olarak arabuluculuk öngörülmüştür. Aynı
Kanun’un 3/21.maddesi uyarınca uygulanan 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun
15/3.maddesinde ise “Taraarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, taraarın isteklerini
ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk
faaliyetini yürütür” denilmek sureti ile arabuluculuk faaliyetinin ne şekilde sürdürüleceği belirlenmiştir.
Arabuluculuk Kanun’da “Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla
taraarı bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini
sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, taraarın çözüm üretemediklerinin
ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir
üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi” olarak tanımlanmıştır.
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3/1.maddesinde “kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan
işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması
dava şartıdır” şeklinde düzenlemeye yer verilerek dava şartı olarak arabuluculuk öngörülmüştür. Aynı
Kanun’un 3/21.maddesi uyarınca uygulanan 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun
15/3.maddesinde ise “Taraarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, taraarın isteklerini
ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk
faaliyetini yürütür” denilmek sureti ile arabuluculuk faaliyetinin ne şekilde sürdürüleceği belirlenmiştir.
Arabuluculuk ile ilgili gerek 7036 Sayılı Kanun gerekse de 6325 Sayılı Kanunda başvurunun kapsamı ve
başvurunun şekline dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu sebeple başvuru esnasında dile getirilmeyen bir
alacak kaleminin görüşmeler kapsamında talebe konu edilmesi her zaman mümkün olduğu gibi müphem
durumlar olması halinde ise uyuşmazlığın kapsamı arabulucu tarafından belirlenir. Zira arabuluculuk faaliyeti
bir yargılama faaliyeti olmadığından görüşmeler sırasında talepler artırılabilir, değiştirilebilir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 17/2.maddesinde “Arabuluculuk faaliyeti sonunda
taraarın anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile
belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraar, kanuni temsilcileri veya
avukatlarınca imzalanır” şeklinde düzenlemeye yer verilerek son tutanağın arabulucu tarafından
düzenleneceği açıkça kurala bağlanmıştır.

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 23/3. maddesinde, başvurunun dilekçeyle
veya bürolarda bulunan formların doldurulması suretiyle yahut elektronik ortamda yapılabileceği belirtilmiştir.
Yönetmelik 02.06.2018 tarihinde yürürlüğe girmişse de, yürürlülük öncesinde de arabuluculuk bürolarında
benzer şekilde form üzerinde işaretleme uygulamasının başladığı bilinmektedir.
Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk uygulamalarında başlangıçta hem talepte bulunanlar ve hem de
arabulucular tarafından yapılan bu tür hatalar taraarın mağduriyetlerine sebebiyet verdiği gibi arabuluculuk
uygulamasının amaçlandığı gibi uygulanmasına engel olduğundan, arabuluculuk kanununa dayanılarak
çıkartılan ve 02.06.2018 tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliğin ve aksaklıkları gidermek amacı ile uygulamaya
sokulan arabuluculuğa hangi konularda başvurulduğuna ilişkin “başvuru formu“ uygulamasının başladığı
02.06.2018 tarihine kadar arabuluculuk anlaşamama tutanağında arabuluculuğa konu alacaklar tek tek
belirtilmeden “ işçilik alacakları” “işçi-işveren uyuşmazlığı” gibi soyut ifadeler kullanılmış ise, başvuru formu
getirtilip, talepler açık açık belirtilmiş ise talep formunda belirtilen alacakların görüşmelere konu edildiği,
açıkça belirtilmemiş ise taraar arasındaki işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiği kabul
edilmelidir.
Başka bir deyişle “ başvuru formu “ uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihi milat kabul edilerek taraardan
kaynaklanmayan bu tür uygulama hataları aşılarak arabuluculuk müessesinin amaca uygun yürütülmesi
sağlanmalıdır.
Başvuru formu uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihinden sonraki başvurularda ise başvuran ve özellikle
başvuru arabuluculuk ile görevli mahkemenin memuruna yapılmış ise görevli memur başvuru formundaki bu
tür eksiklikleri giderecek uyarılarda bulunmalı, 02.06.2018 tarihinden sonraki başvurularda başvuru formu
içeriğine itibar edilerek sonuca gidilmelidir.
Bu tür anlaşmazlıklara ve tereddütlere meydan verilmemesi için arabuluculuk tutanağında taraarın
anlaştıkları yada anlaşamadıkları alacak kalemleri tek tek belirtilmelidir.
Somut olayda 02/06/2018 tarihinden sonra düzenlenen tutanakda işçi işveren ilişkisinden
kaynaklanan ibaresi yeterli değildir. Arabuluculuk evrakı incelendiğinde 30/10/2018 tarihinde
arabuluculuğa başvurulduğu yani 02/06/2018 tarihinden sonra başvuru yapıldığı sabittir.
Dosya içinde mevcut arabulucu başvuru formunda da ; “işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan” ibaresi
mevcuttur. Bu nedenle yerel mahkemenin arabuluculuk tutanağını uygun bulmayarak dava şartı
yokluğu nedeniyle davayı reddetmesinde hukuka aykırılık yoktur.
Davacının tanıklarının dinlenmediği yönündeki istinafı, öncelikle mahkemenin davanın esasandan
önce , dava şartını irdelemesi gerektiğinden geçerli bir istinaf nedeni kabul edilmemiştir.
Mahkemenin dava şartı yokluğundan davanın reddine şeklindeki kararında herhangi bir hukuka
aykırılık olmadığından , ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas
yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davacının istinaf başvurunun esastan
reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-)Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-)Alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 44,40 TL
harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

3-)Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Kullanılmayan gider avanslarının talep halinde ilgililere iadesine,
5-)HMK’nın 359. maddesinin 3. fıkrası gereği kararın tebliği ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil
müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 9. maddesi
yollaması ile 6100 Sayılı HMK’nun 361. ve 362. maddeleri uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere,
22.01.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Benzer Yazılar
default-featured-image
‘Örselenmiş kadın’ hukuk kriteri olsun
default-featured-image
Yargıtay son noktası koydu! Maaş geçiş promosyonu...
i
Ülkenin PKK İle Mücadelesinde Halkın Gaz Bombasından Etkilenmesi Hak İhlalini Oluşturmaz-AYM Kararı
773x435_cmsv2_c889a1f1-98d8-599f-ae50-11fe5d156835-4814412
12 Yıldır Süren Davada Taraf Uzun Yargılamadan Dolayı Tazminat Hak Eder
alkolsatisi
Polis, Gece 22.00'dan Sonra Alkol Satışı Yapıldığına İlişkin Alıcı Kılığında Büfeye Tuzak Kuramaz
ankara-bam-4-123-07-202016-05
Her Ne Kadar Eşi ,Uyuşturucunun Sanığa Ait Olduğunu Söylese de Sanığın Kabulu Etkin Pişmanlık Hükmünü Oluşturur
569ae394-95b6-4415-aff8-89b675fee871b18d927d-177b-4859-ba00-88e448e92846
Koronavirüs Dolayısıyla Kiranın Düşürüldüğüne İlişkin Haberin BAM Kararı
907441-642x340
Yargıtay, Faturanın Sahteliğinde Bu Hususlara Dikkat Ediyor
arabuluculuk-nihai-tutanaginin-sunulmamasi-gerekcesiyle-davanin-reddi_65b78
Arabuluculuk Nihai Tutanağının Sunulmaması Gerekçesiyle Davanın Reddi
aile_konutundaki_serh_nasil_kaldirilir_h11977_2550f
Aile Konutu Şerhinin Terkini İstemi
ziraat-bankasi-halkbank-vakifbank-garanti-bbva--4882707
Bankalara Rekabete Aykırı Davranışlar
752x395-milyonlarca-arac-sahibini-ilgilendiriyor-danistay-acikladi-artik-hacizli-araclar-1560862424685
Hacizli Aracın Tescil Talebi, Noter Satışından Sonra Konulan Hacizler