TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/19545)
Karar Tarihi: 26/2/2020
R.G. Tarih ve Sayı: 17/4/2020-31102
III. OLAY VE OLGULAR
- Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla
erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir: - Başvurucu, başvuru tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi 26. Dönem Adana milletvekili ve aynı zamanda
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Başkan Yardımcısıdır. Başvurucu, başvuru formundan anlaşıldığı
üzere Ankara’da ikamet etmektedir. - Türkiye 2015 yılı Haziran ayından itibaren yeniden yoğun bir şekilde terör saldırılarına maruz kalmıştır. Bu
kapsamda ilk olarak 5/6/2015 tarihinde Diyarbakır’da HDP tarafından yapılan seçim mitingi sırasında
gerçekleştirilen bombalı saldırı sonucunda Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamaya göre 2 kişi
hayatını kaybederken 100’den fazla kişi de yaralanmıştır. 20/7/2015 tarihinde ise Suruç’ta (Şanlıurfa),
Suriye’deki çatışmalara ilişkin basın açıklaması sırasında DAEŞ tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülen
bombalı intihar saldırısında 34 kişi hayatını kaybederken 73 kişi de yaralanmıştır. Bu saldırıdan iki gün sonra
Ceylanpınar’da (Şanlıurfa) 2 polis memuru evlerinde başlarından vurulmuş hâlde ölü olarak bulunmuş, saldırı
PKK tarafından üstlenilmiştir.Bu olaylardan sonra PKK tarafından Şırnak il merkezi ile Cizre, Silopi ve İdil ilçelerinde, Hakkâri’nin - Yüksekova ilçesinde, Diyarbakır’ın Silvan, Sur ve Bağlar ilçelerinde, Mardin’in Dargeçit, Nusaybin ve Derik
- ilçelerinde, Muş’un Varto ilçesinde cadde ve sokaklara hendekler kazılıp barikatlar kurularak ve bu barikatlara
- bomba ve patlayıcılar yerleştirilerek teröristler tarafından bu yerleşim yerlerinin bir kısmında “öz yönetim” adı
- altında hâkimiyet sağlanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda çok sayıda terörist, halkın bu yerlere giriş ve çıkışını
- engellemek istemiştir. Güvenlik güçleri, hendeklerin kapatılması ve barikatların kaldırılması suretiyle yaşamın
- normale dönmesini sağlamak amacıyla operasyonlar yapmış ve teröristlerle çatışmaya girmiştir. Aylarca
- devam eden bu operasyonlar ve çatışmalar sırasında yaklaşık 200 güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiş,
- tonlarca bomba ve patlayıcı imha edilmiştir.
- 2015 yılının Ağustos ayından itibaren yetkililer tarafından Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu
- Bölgelerindeki bazı il ve ilçelerde sokağa çıkma yasakları uygulanmıştır. Sokağa çıkma yasaklarının amacı, terör
- örgütü üyeleri tarafından kazılan hendeklerin ve yerleştirilen patlayıcıların temizlenmesi ve sivil vatandaşların
- şiddetten korunması olarak belirtilmiştir. Bu sokağa çıkma yasaklarından bazıları kaldırılmış ve farklı tarihlerde
- yeniden uygulanmıştır.
- Başvurucu da mülki amirler tarafından 16/8/2015 tarihinden 11/12/2015 tarihine kadar geçen süre içinde
- Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde bulunan yedi il ve on yedi ilçede toplam elli iki kez sokağa
- çıkma yasağı kararı alındığını belirtmiştir.
- Başvurucunun iddiaları kapsamında başvuru formunda belirtilen illerin valiliklerine ait resmî internet
- sitelerinden anılan kararlara ulaşılmıştır. Benzer mahiyette olduğu anlaşılan kararlara ilişkin açıklamaların
- bazılarına aşağıda yer verilmiştir:
- i. Diyarbakır Valiliğinin açıklaması şöyledir:
- “İlçemiz sur içi mahallelerinde silahlı terör örgütü mensuplarınca barikat kurma, hendek kazma ve bombalı
- tuzaklama faaliyetleri neticesinde eğitim öğretim faaliyetlerinin, sağlık hizmetlerinin, ibadethanelerde icra
- edilen din hizmetlerinin sunulmasında ve vatandaşlarımızın bu hizmetlere ulaşmasında sorunlar
- yaşanmaktadır. Bu durum nedeni ile ilçemiz merkez mahallelerinde vatandaşlarımızın günlük yaşamını
- normal şartlar altında sürdürmesinin zorlaştığı ve ticari hayatın aksadığı gözlemlenmiştir.
- Bu bakımdan kamu düzeninin sağlanması, sokak aralarındaki barikatların kaldırılması hendeklerin kapatılması
- ve kurulan bombalı düzeneklerin imhası çalışmaları esnasında sivil vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini
- temin etme adına ilçemiz Sur içinde bulunan toplam 15 mahallemizin 6’sında (Cevatpaşa, Fatihpaşa,
- Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş) ve Gazi caddesinde 11 Aralık 2015 Cuma günü saat 16.00 itibari ile
- ikinci bir emre kadar Kaymakamlığımızca sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.
- Vatandaşlarımızın söz konusu yasağa riayet etmeleri kendi can ve mal güvenliklerinin temin edilmesi adına
- önem arz etmektedir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”
- ii. Mardin Valiliğinin açıklaması şöyledir:
- “Nusaybin İlçemizde artan terör olayları nedeniyle vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması,
- bozulan huzur ve asayiş ortamının tekrar tesis edilebilmesi için 5442 Sayılı İl İdaresi Kanununun ilgili
- hükümleri gereğince belirtilen bölgelerde (Abdulkadirpaşa Mahallesi, Fırat Mahallesi, Dicle Mahallesi,
- Yenişehir Mahallesi, Yenituran Mahallesi, Yeşilkent Mahallesi, Mor Yakup Mahallesi, Zeynelabidin Mahallesi,
Kışla Mahallesi, 8 Mart Mahallesi, Gırnavas Mahallesi, Devrim Mahallesi, Selahaddin Eyyubi Mahallesi, İpekyolu
Mahallesi ve Barış Mahallesi) sivil vatandaşların zarar görmemesi amacıyla 13 Kasım 2015 Cuma günü saat
21.00 itibari ile geçerli olmak üzere, ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.
Söz konusu yasağa vatandaşların uyması, kendi can ve mal güvenlikleri yönünden önem arz etmekte olup,
yasağın bitim süresi ayrıca duyurulacaktır.”
iii. Şırnak Valiliğinin açıklaması şöyledir:
“İlimiz Cizre ve Silopi ilçe merkezlerinde Bölücü Terör Örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi, bölücü
terör örgütü mensupları tarafından mayın ve patlayıcılarla tuzaklanmış barikat ve hendeklerin bertaraf
edilmesi ve vatandaşlarımızın can, mal güvenliğinin ve kamu düzeninin sağlanması amacıyla 5442 sayılı İl
İdaresi Kanununun 11/C maddesi gereğince 14.12.2015 günü saat: 23:00′ ten itibaren sokağa çıkma yasağı ilan
edilmiştir. Bölücü Terör Örgütünün vatandaşlarımızın başta yaşam hakkı olmak üzere özgürlük, güvenlik,
mülkiyet gibi temel hak ve hürriyetlerini hedef alan saldırılar gerçekleştirdiği mayınlı, patlayıcı tuzaklı barikat
ve hendekler yaptığı bu eylemlerle vatandaşlarımızın gündelik yaşamını sürdürmesini ve başta sağlık olmak
üzere temel kamu hizmetlerinden faydalanmasını engellediği ve vatandaşlarımıza her türlü maddi ve manevi
zararlar verdiği kamuoyumuzun malumlarıdır. Cizre ve Silopi ilçe merkezlerinde vatandaşlarımızın temel hak
ve hürriyetlerini kullanabileceği huzur ortamını ve kamu düzenini sağlamak maksadıyla vatandaşlarımıza her
türlü maddi ve manevi destek sağlanacaktır.”
iv. Hakkâri Valiliğinin açıklaması şöyledir:
“İlimiz Yüksekova İlçesinde artan terör olayları nedeniyle vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin
sağlanması, bozulan huzur ve asayiş ortamının tekrar tesis edilmesi için 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11/C
maddesi gereğince, İlimiz Yüksekova İlçe merkezinin tamamında 07 Aralık 2015 günü saat 23.00’dan geçerli
olmak üzere ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş olup, İlçe merkezine giriş-çıkışlar da
yasaklanmıştır.”
- Başvurucu, mülki amirler tarafından alınan sokağa çıkma yasağı kararları dolayısıyla idari ve yargısal
yollara başvurmadan 15/12/2015 tarihinde doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda
bulunmuştur.
………………………. - Bireysel başvuruda, bir başvurunun kabul edilebilmesi için başvurucunun sadece mağdur olduğunu ileri
sürmesi yeterli olmayıp ihlalden doğrudan etkilendiğini yani mağdur olduğunu göstermesi veya mağdur
olduğu konusunda Anayasa Mahkemesini ikna etmesi gerekir. Bu itibarla mağdur olduğu zannı veya
şüphesi mağdurluk statüsünün varlığı için yeterli değildir (Ayşe Hülya Potur, B. No: 2013/8479, 6/2/2014,
§ 24). - Toplumun menfaatinin korunmasını amaçlayan ve halk davası (actio popularis) olarak
isimlendirilen başvurular bireysel başvuru hakkı kapsamında kabul edilmemektedir (Tezcan Karakuş
Candan ve diğerleri, B. No: 2013/1977, 9/1/2014 § 21; Mahmut Tanal, B. No: 2014/11368, 23/7/2014, § 20;
Liberal Demokrat Parti, B. No: 2014/11268, 23/7/2014, § 18). - Somut olayda başvurucunun, sokağa çıkma yasağı nedeniyle oluşan müdahalenin -o bölgeye gitmesi ve
milletvekili olması hasebiyle- dolaylı etkilerine maruz kalmaktan öteye geçen, doğrudan bir mağduriyeti
bulunduğunu ortaya koyamadığı görülmektedir. Başvurucu, sokağa çıkma yasaklarının kendisi
bakımından nasıl bir somut etki oluşturduğunu ve bu yasaklardan kişisel olarak nasıl etkilendiğini
açıklayamamıştır. 24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının kişi bakımından yetkisizlik
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
………………………………
- Başvurucunun kolluk görevlileri tarafından kötü muameleye uğradığı iddiası karşısında maddi olayın
aydınlatılması ve olası cezai sorumluluğun belirlenmesi konusunda etkili yolun ceza soruşturması
olduğu, ancak dosyadan başvurucunun ceza soruşturması başlatılması amacıyla adli makamlara bir
başvuruda bulunmadığı tespit edilmiştir. Başvurucu da anılan tespitin aksine bir delil sunmamıştır.
Buna göre Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamına giren eylemlere maruz kalındığını
ileri süren başvurucunun bu iddiasını bireysel başvuru öncesinde yetkili kamu makamları önünde dile
getirmediği, ayrıca soruşturma mercilerini harekete geçirmek için bir başvurusunun da olmadığı
dikkate alındığında başvuruya konu olayın -bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği- Anayasa
Mahkemesi tarafından incelenmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmiştir. Başvurucu devletin ilgili
makamlarının, iddiasına konu durumdan bir şekilde haberdar olmak suretiyle resen ceza
soruşturması başlatma yükümlülüğü altında olduklarını da ortaya koyabilmiş değildir. Başvuru
Numarası : 2015/19545 Karar Tarihi : 26/2/2020 8 - Somut olayda başvurucunun hukuk sisteminde mevcut yargısal yolları tüketmeksizin bireysel başvuruda
bulunduğu anlaşılmaktadır. - Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Sokağa çıkma yasağına ilişkin iddianın kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA, - Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 26/2/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.