Hukukanaliz.net
Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Tunceli, Diyarbakır, Hakkari, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van Baroları 6 Kasım 2022 tarihinde “Kürt Sorununa Çözüm” için çağrıda bulundu.
Bildiride; “Kürt meselesinin şiddet ve güvenlikçi politikalarla çözülemeyeceği acı bir şekilde tecrübe edilmiştir. Bu bağlamda meselenin eşit yurttaşlık temelinde demokratik ve barışçıl çözümü için toplumun tüm kesimlerinin de dahil olacağı geniş bir konsensüs sağlanmasını elzem görüyoruz” denildi. HDP’nin kapatma davası da örgütlenme özgürlüğünün engeli olarak değerlendirildi.
Aynı zamanda bazı siyasi partilerin son dönemlerde yaptıkları bazı açıklamalar ve görüşmeler yeniden “açılım” olarak adlandırılan sürece dönüş mü olacak sorusunu kamuoyunun gündemine getirmiştir. “Analar ağlamasın” veya “kalıcı çözüm” sözleriyle başlayan açılım süreci herhangi bir çözüm getirmemiştir.
Tam tersine;
- Batı destekli bölücü terör gitgide palazlanmış,
- Terör örgütünün uzantısı olan HDP’ye meşruiyet kazandırılmış,
- Şehirlerimizde ayrı bir otorite oluşturulacak düzeye gelinmiş,
- Silahlı Kuvvetler varlığının sebebi olan ve Anayasa’dan aldığı görev yetkilerini kullanamaz hale getirilmiş,
- Terör örgütü tarafından şehirlere yığınaklar yapılmış, mayınlar döşenmiş,
- Malum siyasi parti tarafından kalkışma ve bölgesel hakimiyet çağrıları yapılmış,
- Gençlerimiz ailelerinden kopartılarak örgütün elemanı haline getirilmiş,
- En nihayetinde ülkemiz “Hendek savaşları” adı verilen çatışmalara doğru sürüklenmiştir.
Ülkemiz açısından çok ağır faturalara mal olan ve emperyalizm tarafından dayatılan bu karanlık süreç, Türk Milletinin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin azim ve kararlılığı ile sona erdirilmiştir.
“Bölge Baroları” adıyla bu karanlık süreci tekrar çağıran açıklamalar kabul edilemez.
Kürt açılımını ya da çözüm sürecini hiç kimse geri getiremeyecektir.
İdari kolaylıklar sağlaması için öngörülmüş olan coğrafi bölgeler, etnikçiliğin ve kimlik siyasetinin bir aracı olarak kullanılarak meslek örgütlerimizin başına “bölge” ifadesinin getirilmesi en hafif tabirle ayrımcılıktır.
“Bölge Baroları” yoktur, Türkiye’nin Baroları vardır.
Tek çözüm hukukun uygulanması, Anayasal kurumların görevlerini kararlılıkla yerine getirmesidir.
En önemli adım ise Siyasi Partiler Kanunu’na ve Anayasa 68. Maddesine göre Türkiye’nin toprak bütünlüğüne, Cumhuriyete karşı faaliyetlerin odağı haline gelen, eylemleri net bir biçimde ortada olan ve terör örgütünün siyasi uzantısı olduğunu gizlemeyen HDP kapatılmalıdır.
Hukukanaliz.net