İstanbul’da terk edilmiş halde bulunan Nisa Bebeğin sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Anne E.S.’nin açıklamalarının ardından başlayan tartışmaları değerlendiren Avukat Nuriye Kadan, şiddet mağduru kadınların ekonomik açıdan güçlendirilmesi için etkin mekanizmaların kurulması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin kalbi İstanbul’da terk edilmiş halde bulunan ‘Nisa Mihriban’ bebekle atıyor. 4 gün önce kaldığı çocuk yuvasından kardio pulmoner arest sonucu, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Nisa bebeğin sağlık durumu kritikliğini sürdürüyor.Anne E.S. alınan ifadesinin ardından “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçundan tutuklandı. Bebeğin sevk edildiği bakımevinde görevli olan bakıcı kadın D.Y. hakkında olayda ihmalinin bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla “taksirle yaralama” suçundan soruşturma başlatıldı.
Annenin ifadeleri ve daha önce sığınma evinde kaldığının ortaya çıkması birçok tartışmaya yol açtı. Aydınlık’a konuşan Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Avukat Nuriye Kadan, “Sığınma evleri geçici bir barınma sağlıyor. Buradan kadınların meslek edinerek, güçlü bir şekilde çıkmasını sağlamak gerekiyor.” dedi.
‘Sosyal Yardımla Olmuyor’
Kadınların yaşamlarına devam edebilmeleri için ekonomik açıdan güçlü hissedecekleri iş olanakları yaratılması gerektiğine dikkat çeken Kadan şu ifadeleri kullandı:
“Bu noktalarda biraz eksik kalıyoruz. Kaymakamlıkların verdiği sosyal yardımlarla bu işler olmuyor. Şiddet mağduru kadınların ayrıca istihdam edilmesine yönelik politikalara ihtiyaç var. Özel sektörde, İŞKUR’da buna ilişkin projeler var ama bunun kalıcı hale gelmesi lazım. Özel sektörün inisiyatifine ve belli projelere bırakılmamalı. Belli bir süreklilik arz etmesi lazım. Eksiklik buradan kaynaklanıyor. Kadınların ayakları üzerinde durabilmesi için meslek edinme kurslarından faydalanan kadınları istihdam olanaklarıyla doğrudan buluşturacak mekanizmalar kurulmalı.”
‘Kadın Ekonomik Olarak Güçlendirilmeli’
Kadan, öte yandan devletin hiçbir zaman bu çocukları sokağa bırakmadığını, sevgi evlerinde ve çocuk yuvalarında bakımlarının yapıldığını vurguladı. Kadan “İşin bu noktaya gelmesinde kişisel sebeplerin yanında sosyal sebeplerle bir kadının güçsüz kalması durumu var. Bunların hepsinin toplam olarak irdelenmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Bakıcı D.Y’nin işe başlayalı 1 hafta olduğunu öne sürdüğünü hatırlatan Kadan, yuvalarda kadro yetersizliğine dikkat çekti. Kadan şöyle devam etti:
“Annenin ilk evliliği dini nikahla. Muhtemelen yaşı küçük. Erken yaşta evlilik sorunu var. Kadın sığınma evlerinde en fazla 6 ay kalınabilir. Özel durumlarda uzatılır. Ya da farklı sığınma evlerinde kalma yine 6 ay ile sınırlı. Bu evlerin hem yapısal sorunları hem de şiddet mağduru kadının sosyal hayata tam uyumu ve ekonomik olarak güçlendirilmesi sorunu ortada. Kadın, aileden korktuğu için hamile kaldığını söyleyemiyor. Toplumsal bilinci yükseltecek bir eğitim sorununu da bu olayda görüyoruz.”
Anne E.S: Keşke Devlete Sığınsaydım
Anne E.S. ifadesinde, 2019 yılında dini nikahla Uğur T. ile evlendiğini bu evlilikten 1 buçuk yaşında bir kızının olduğunu, sürekli şiddet gördüğü için eşinden ayrılarak ailesinin evine döndüğünü, kızının ise babasında kaldığını söyledi. 6 ay sonra kadın sığınma evinden ayrıldığını söyleyen E.S. ifadesini şöyle sürdürdü: “Oradayken ismini öğrendiğim bir kadının yanında geceleri kalıp çalışabileceğim bilgisini bir arkadaşım söylemişti, ben de o kadının yanına gitmeye karar verdim. Ancak bunu söyleyen arkadaşım o kadının bebek istemeyeceğini söyledi. Bunu düşünerek bebeğin kendimce sesinin çabuk duyulabileceği evleri dolaşıp birinin önüne bırakmaya karar verdim. Dört katlı binanın önüne bırakıp zillere basıp oradan ayrıldım. Bunu yaptığımda 29 Mart tarihiydi. Ben sonrasında bebeğin akıbetinden haberdar olmadım.”
E.S. ifadesini, “Polisler 4 Nisan tarihinde bebek ile ilgili yanıma geldiklerinde ben de yaşanan süreci öğrenmiş oldum. Kesinlikle amacım onun bir an önce bulunup sahip çıkılmasıydı. Onun için daha iyi olacağını düşünerek böyle bir şey yaptım. Sonrasında yanına gitmek istediğim kadının ikametine gittim. 4, 5 gün boyunca orada kaldım. Çok pişmanım. Keşke devlete sığınsaydım. Ben daha önceden de ilk çocuğuma bakamadığım için çocuğa bakamayacağımı ve rezil olacağımı düşünerek böyle bir şey yaptım” sözleriyle tamamladı.(Aydınlık)