Genel olarak temel hak ve özgürlükler, Anayasa’da yer alır. Devletin temel görevi, Anayasa’yla tanınan bu temel hak ve özgürlükleri; demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerine göre korumak ve kullanılmalarının önündeki engelleri kaldırmaktır.[1] Anayasa ile güvence altına alınan hak ve özgürlükler, sınırsız değildir; kamu yararı ve genel sağlığın korunması için Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunlarla sınırlandırılabilirler.[2] Olağanüstü hallerde de milletlerarası yükümlülükler ihlal edilmemek koşuluyla durumun gerektiği ölçüde temel hak ve özgürlüklerin kullanılması, kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasa’da öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.[3]
Hak ve özgürlükler, devlete görev ve sorumluluklar yüklediği gibi kişiye de ailesine, içinde bulunduğu topluma ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklar yükler.[4] Bireyin sorumluluğu öncelikle kendisine, sonra ailesine ve daha sonra da topluma karşıdır. Ancak bireyin hak ve özgürlüğünü kullanmasının sınırı, yekdiğerinin eşit konumdaki ve hiyerarşinin üst sırasındaki hak ve özgürlüklerinin başladığı yerde biter.
Kişi hak ve özgürlükleri arasında hiyerarşi vardır ve hiyerarşinin başında yaşama hakkı bulunmaktadır. Aslında bütün hak ve özgürlükler, yaşama hakkına bağlı hak ve özgürlüklerdir. Diğer hak ve özgürlükler; yaşamın korunması, konforunun sağlanması ve bütün bunların devamını sağlamak içindir. Yaşam hakkının ihlal edilmesi ile bütün diğer hak ve özgürlükler de kullanılamaz hale gelir. Bir başka deyişle diğer hak ve özgürlükler ortadan kalkar. Örneğin; seyahat etme hakkı, yaşam hakkından sonra gelir. Bu bağlamda yaşama hakkını korumak için, bir başkasının seyahat etme hakkı sınırlandırılabilir veya durumun gereğine göre ortadan kaldırılabilir.
Hak ve özgürlüklerin hiyerarşik sıralaması yasayla yapılmamıştır. Genel esas, yaşama hakkına bağlı olarak, kişilerin ve toplumun ihtiyaçlarına göre yapılır. Örneğin; seyahat yapma hakkı ile eğitim alma hakkı karşılaştırıldığında kişinin ve toplumun devamına ve gelişmesine hangisi daha fazla katkı sunuyorsa o hak bir üst sırada yer almalıdır. Tespitler toplumların yapısı ve ihtiyacına göre yapılır.
Covid-19 salgını, haklar hiyerarşisinin en tepesinde yer alan yaşama hakkını tehdit eden olağanüstü bir durum yaratmıştır. Bu bağlamda yaşam hakkının korunması için demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerine göre, milletlerarası yükümlülükler ihlal edilmemek koşuluyla durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve özgürlüklere kısıtlama getirilmesi; Milletlerarası hukuka, Anayasa’ya ve yasalara aykırı değildir.
Örneklersek: Bir özel okul düşünelim, aşı olmayan bir öğretmenin Covid-19 olması nedeniyle, bağışıklık sistemi düşük bir çocuğa Covid-19 bulaşır ve çocuk ölürse, okul çocuğun ailesine karşı hukuken sorumlu olacaktır. Bu koşullarda özel okul, aşı olmayan öğretmeni çalıştırmama hakkına sahip olmalıdır. Aynı durum, devlet okulları için de düşünülebilir.
Av. Ayşe Eren
[1] – Anayasanın 2 ve5. maddeleri
[2] – Anayasanın 13. maddesi
[3] – Anayasanın 15. maddesi
[4] – Anayasanın 12. maddesi