Stajyer avukat Bilal Furkan Şimşek’i görevini ifa ederken tehdit eden icra memuru hakkında 18 günlük hapis cezası verildi.
Şimşek, olayın yaşandığı 14.08.2020 tarihinde Twitter’dan şöyle yazmıştı:
“Türkiye’de gün geçmesin ki icra memurlarıyla alakalı bir sıkıntıyla karşılaşmayalım. İcra dairelerindeki haksızlıklara ve hukuksuzluklara sessiz kalmayacağız. İşlemlerimi yapmayıp bana bağıran ve beni tehdit eden icra memuru hakkında suç duyurusunda bulundum. Tepkimiz avukatlara yapılan yanlış ve hukuksuzluklar değil, “insana” yapılanlaradır. Birinin değer görmesi için insan olması yeterlidir, avukat vb. kimliklere ihtiyaç yoktur. Ama bu zihniyetteki memur kafası; makama, adama, etikete, parasına göre muamele yapmaktadır. Hem vatandaşın işini yapmakla vazifeli olup bunu yaptığı için devletten parasını alan hem de işini yapmak zorunda olduğu vatandaşa iş kesmeye çalışanın burnunun deliğine girmek de bizim vazifemizdir. “
Hukuk Analiz ekibi olarak meslektaşımıza ulaşarak yaşadığı süreci sorduk.
Stj. Av. Bilal Furkan Şimşek kendisine yönelik tehdit ve hakaretlerin devam etmesi üzerine meslektaşlarımızın desteğini talep etmektedir. Sayın meslektaşım öncelikle başınıza gelen bu olayla ilgili olarak geçmiş olsun dileklerimizi iletmek isteriz, ayrıca vazgeçmeyerek hakkınızı savunduğunuz için de tebrik ederiz. Hukukanaliz.net’te yayınlanmak üzere olayın nasıl gerçekleştiğini ve sonrasında ilerlettiğiniz hukuki süreci anlatabilir misiniz?
İlginiz ve tebrikleriniz için çok teşekkür ederim. Konunun ehemmiyetine binaen bu hadisenin ve gelişen sürecin duyurulmasını gerçekten önemsiyorum çünkü bu olayın, her gün bu şekilde davranışlara ve hitaplara muhatap olan yüzlerce meslektaşımıza emsal teşkil edeceğini düşünüyorum. İnşallah yaşadığım bu olay ve akabinde sürdürdüğümüz hukuk mücadelesi, birçok meslektaşımızın hakkını aramasına vesile olur. Bu yüzden gösterdiğiniz ilgi için ben de sizlere teşekkür ediyorum.
Meslektaşlarımızın da takdir edeceği üzere başıma gelenler aslında biz avukat ve avukat adayları için çok da ekstrem olaylar değil. Söz konusu bu üzücü olay gibi hadiseler maalesef her gün birçok meslektaşımızın başına geliyor. Gönül ister ki günümüz Türkiyesi’nde artık bu tür şeyler yaşanmasın fakat hâlen dahi yaşanıyor olması ülkemiz adına gerçekten üzücü. Hele ki henüz mesleğinin baharında olan benim gibiler için bu tür olaylara şahit olmak maalesef meslekten uzaklaşmaya ve ülkemiz adına derin endişeler içerisine düşmemize sebep oluyor. Temennim odur ki en kısa sürede denetim ve kontrol adına gerekli adımlar atılır da bu tür laubali ve kontrolsüz hareketlerin önüne geçilir. Bizler de mesleğimizi gönül huzuru içerisinde icra etmeye devam ederiz.
Yaşadığım olaydan biraz bahsetmek gerekirse, her avukat adayı ve avukat meslektaşımız gibi ben de staj yapmış olduğum büronun icra dosyalarıyla alakalı işleri takip etmek amacıyla Denizli 9.İcra Dairesinde bulunuyordum. Olayın yaşandığı gün, yapmam gereken işlerin aciliyeti olması hasebiyle biraz hızlı davranmam gerekiyordu. Ben işlerimi görmeye çalışırken bu dairede çalışan memur, hiçbir şekilde vazifem ve görevim olmamasına rağmen masasındaki dosyaları yerlerine atmamı, ondan sonra kendi işlerime bakmamı söyledi. Ben de işlerimin aciliyeti olması hasebiyle şu an istediği işleri yapamayacağımı kendisine ilettim. Bunun üzerine bu şahıs birçok kişinin olduğu esnada “O zaman buradan çık git, yardımcı olmuyorsan burada işin yok. Arkadaşlar (Diğer memurlara hitaben) bu şahsın bürosunun işlemlerini yapmayın.” diyerek bana bağırmaya başladı. Ben de aldırış etmeden başka bir memurla işlemlerimi görmeye devam ettim. Bu esnada öğle arasına da az kalmıştı. Bir süre sonra yine aynı memur “Seninle görüşeceğiz, öğle arasında ben sana göstereceğim. Dışarıda bekle beni.” diyerek şahsımı tehdit etti. Bunun üzerine icra dairesinden ayrılarak savcılığa gittim ve bu şahıs hakkında şikayetçi oldum. Şikayet dilekçemde ısrarla bu şahsın görevini kötüye kullandığını, yapmış olduğu tehdidin alelade bir tehdit olmadığını, görevim esnasında beni tehdit ettiğini belirtmeme rağmen iddianamede ne görevi kötüye kullanmadan ne de kamu görevi esnasında tehdit edilmeden bahsedilmedi. Nihayetinde ceza dosyası basit yargılama üzerinden yürütüldü ve sanık icra memuru hakkında “sair tehdit” suçunu işlediği sabit görülerek alt sınırdan ve mükerrir olduğu anlaşılmakla hapis tercih edilerek 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; nihayetinde sanığın geçmişi, davranışları, dosya üzerinden karar verilmesi gibi indirim sebepleri gözetilerek 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi. En alt sınırdan ceza verilmesine rağmen sanık memur bu karara itiraz ettiği için dosyanın duruşma açılarak görülmesine karar verildi ve 28.05.2021 tarihinde de duruşmamız olacak.
Asıl bu olaylara patlak verdiren hadise ise geçen gün yaşandı. Denizli’de Adliye binası ile İcra Daireleri farklı yerlerde bulunuyor. Ben de adliyede işlerimi halledip icra dairelerine doğru yolda yürürken söz konusu memurla karşılaştık. Bana “Bilal, bu hafta duruşmamız var, ne yapacaksın vazgeçmeyecek misin artık?” şeklinde ifadelerde bulundu. Ben de kendisine gerek kendi gözlemlerim gerekse de etraftaki kişilerden şahsı hakkında bir şey değişmediğine yönelik edindiğim kanaate göre vazgeçmeyeceğimi, şikayetimin devam ettiğini söyledim. Bunun üzerine bu şahıs yolun ortasında yine bağırarak “Seni Allah çarpsın, bundan sonra ayağını denk al, benim kaybedecek hiçbir şeyim yok bu saatten sonra, attığın adımlara dikkat edeceksin.” gibi ifadelerle yine beni tehdit etti. Bunun üzerine ben de Avukat Hakları Merkezini arayarak durumdan haberdar ettim. Denizli’deki avukat ve avukat stajyerleri grubuna da bu durumu yazarak yapılacak olan duruşmada desteklerini rica ettim. Sağ olsun Avukat Hakları Merkezindeki avukatlar 28.05.2021 tarihindeki duruşmaya katılacaklarını belirttiler. Bakalım, neticede nasıl karar verilecek nasipse göreceğiz.
Çevrenizde benzer sorunlarla karşılaşan meslektaşlar var mıdır? Diğer meslektaşlarımıza bir öneriniz var mıdır? Tehdit, hakaret gibi herhangi bir suç ile görevi sebebiyle karşı karşıya kalan avukat ve stajyer avukatlara ne önerirsiniz?
Olmaz mı, elbette var. Bu gibi sıkıntıları yaşayan benim çevremde bile bilip gördüğüm onlarca meslektaşım var. Denizli gibi bir yerde durum böyleyken İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi şehirlerde eminim ki daha büyük sıkıntılar yaşanıyordur. Daha mesleğimin çok başındayım, öneri vermek haddime olmaz ama meslektaşlarıma, üstatlarıma bu gibi durumları yaşadıklarında sessiz kalmamalarını hatta yanlarında çalışan avukat, avukat adayları ve avukat katipleri böyle bir olay yaşadığında dimdik arkalarında durmalarını rica ediyorum. Bu olaydan sonra çoğu kişi bana şikayette bulunsam bile bir şey çıkmayacağını, bu olaylara alışmam gerektiğini hatta icra dairelerinde bu şikayetten dolayı adım çıkarsa hiçbir işlemimin yapılmayacağını söyledi. Ama hakkımızı aramamız ve neticesinde memurun ceza alması; başta bana bu şekilde söyleyenlere de güzel bir örnek oldu. Şunu da belirtmem gerekir ki olayın yaşandığı gün gidip suç duyurusunda bulunma cesaretinde bulunmasaydım şu an bu ve bu memur zihniyetindeki insanlar aynı şekilde davranmaya devam edeceklerdi. Burada bana bu cesareti veren, arkamda durarak desteğini biran olsun esirgemeyen ve de hâlen yanında staj yaptığım üstadım Av. Halil İbrahim Varol’a da teşekkür ediyorum. Kendisi olayın yaşandığı günden bu yana sağ olsun desteğini hiç esirgemedi.
Yaşadığımız bu olayın; her geçen gün meslektaşlarımıza yönelik artan baskı, hakaret ve tehdit olaylarının son bulmasına vesile olmasını temenni ediyorum. Bana bu imkanı verdiğiniz için de çok teşekkür ederim.
Biz de meslektaşımıza teşekkür ederiz. Yargı erkinin ayrılmaz bir parçası olan savunmayı temsil eden avukatların, mesleklerinin icrası sırasında temel haklarının ve can güvenliklerinin sağlanması için mücadeleyi ve mesleki dayanışmayı yükseltmeye devam edeceğiz.