Murisin Mail Hesabına Bağlı Olan Bulut Depolama Sistemine Erişim İçin Terekenin Tespiti İsteminde Dijital Mal Varlığının Terekeye Dahil Olduğu

ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

  1. HUKUK DAİRESİ
    2020/1149 E.
    2020/905 K.
    13.11.2020 T.
    MURİSİN MAİL HESABINA BAĞLI OLAN BULUT DEPOLAMA SİSTEMİNE ERİŞİM İÇİN TEREKENİN
    TESPİTİ İSTEMİNDE DİJİTAL MAL VARLIĞININ TEREKEYE DAHİL OLDUĞU
    – Mahkemece Tespit Talebi
    Gereğince Murisin Ölüm Tarihi İtibariyle Tüm Aktif ve Pasif Mal Varlığının Tespiti İstendiği – Dijital Mal
    Varlığının Terekesine Dahil Olması Gerektiği – Dijital Terekesinin de Tespiti Yapılarak Araştırma ve İnceleme
    Sonucunda Bir Karar Verilmesi Gerektiği – Ölü Kişinin E Posta Hesabının Özel Hayatın Gizliliği Kapsamında
    Değerlendirilerek Talebin Reddine Karar Verilmiş Olmasının Hatalı Olduğu
    Özeti: Mahkemece tespit talebi gereğince murisin ölüm tarihi itibariyle tüm aktif ve pasif mal varlığının tespiti
    ve bu minvalde dijital mal varlığının terekesine dahil olması gerektiği nazara alınarak dijital terekesinin de
    tespiti yapılarak araştırma ve inceleme sonucunda bir karar verilmesi gerekirken, ölü kişinin e posta hesabının
    özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilerek talebin reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.

Denizli 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 09.07.2020 ve 2020/* Tereke Esas 2020/* Tereke Karar sayılı
dosyasının yapılan istinaf incelemesinde
TALEP: Talep eden vekili mahkemeye sunduğu dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi …………’in trak kazası
sonucu 13/07/2019 tarihinde vefat ettiğini, geride mirasçı olarak müvekkili …….. ile müşterek çocuk …….’in
kaldığını, murisin sağlığında 0(532)…………. numaralı GSM hattını ABD menşeli A. marka cep telefonu ile
kullanmakta olduğunu, GSM hattının murisin ölümü üzerine kullanıma kapatıldığını. A. marka telefonlarda İ.
isimli bulut bilişim sisteminin kullanıldığını ve cep telefonunda mevcut olan fotoğraf, video, ses kayıtları,
medya dosyaları, dokümanlar, mailler, notlar gibi birçok verinin bu sistem üzerinde kayıtlı olduğunu, bu
dokümanlara ise yalnızca A. kimliği ve şifresi ile erişilebildiğini, murisin kullandığı A. kimliğinin …………
@gmail.com” olduğunu ancak müvekkilinin bu İ. hesabına erişebilmesi için murisin şifresini bilmesi
gerektiğim. GSM hattı kullanıma kapalı olduğu için hesaba erişemediğini, müvekkilinin bu İ. hesabına bağlı
olan ve bu hesap vasıtası ile kontrol edilen terekeye konu olabilecek mal varlığının olduğunu bildiğini, hesapta e-ticaret sitesi hesabının, hediye çeklerinin ve kuponların olduğunun bilindiğini, cep telefonunda yer alan müvekkil ve oğlu ile birlikte çekilmiş yüzlerce fotoğraf ve videonun bulunduğunu, Müvekkilinin yukarıda anlatılan taleplerinin karşılanması amacıyla A. T. ve Sat. Ltd. Şti. ile iletişime geçtiğini ancak rma tarafından müvekkiline mahkeme kararı sonrasında erişim izni sağlanacağı bilgisinin verildiğini,ilgili şirketin müvekkiline mütevea eşinin mail hesabına bağlı İ. hesabına erişim izni vermek için;

  • müteveanın A. kimliği ile ilişkili hesapların sahibi olduğuna,
  • Müvekkilin, müteveanın mirasçısı olduğuna,
  • Müvekkilinin müteveanın temsilcisi olduğuna ve mahkemece verilecek yetkilerinin. Elektronik
    Haberleşmenin Gizliliği Kanunundu kullanıldığı şekliyle ‘’yasal rıza” teşkil ettiğine,
  • Müvekkilin müteveaya ait A. hesaplarından kişisel tanımlama bilgi ve verileri içerecek şekilde kişisel verilerin
    alınabileceği hususunda mahkeme kararı istediğini, bildirerek mahkemece muris Z……….. ‘in terekesinin
    tespitine. A. İ. kimliğinin terekenin aktinde kabul edilerek erişim sağlanması için ilgili şirketin taleplerinde
    bildirdiği hususlarda karar verilmesini talep etmiştir.
    İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece tensiben “davacının murise ait A. marka cep telefonunun İ. hesabındaki
    fotoğraf, video, ses kayıtları, medya dosyaları, maillara oluşmak için murisin terekesinin tespitine, İ. kimliğinin
    terekenin aktinde kabul edilerek İ. hesabına ulaşılması için karar verilmesini talep ettiği, TMK’nın 589.
    maddesine göre tereke tespitinde murisin mal ve haklarının tespit edilmesinin amaçlandığı, murise ait cep
    telefonunda bulunan İ. hesabına erişilmesi ile murisin özel hayatının gizliliğinin ihlal edileceği, İ. hesabına
    erişilmeden cep telefonundan telefonda kayıtlı resimlere murisin mirasçıları tarafından ulaşılacağı, davacının
    talebinin tereke tespitine konu edilemeyeceği” kanaatine varıldığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, bu
    karara karşı talep eden vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    İSTİNAF SEBEPLERİ: Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçesinin eksik ve
    yanlış olduğunu, İ. hesabına ve dolayısıyla yukarıda sayılan maddi ve manevi varlıklara mahkeme kararı
    olmadan erişilmesinin mümkün olmayacağını, bunun yanı sıra; özel hayatın gizliliği hakkı gerçek kişinin maddi
    ve manevi gelişimini koruyan bir hak olması sebebiyle önemli olduğunu ancak vasfını yitirmiş bir hakkın
    olamayacağını, dolayısıyla da salt ölmüş kişilere yönelik eylemlerin özel hayatlarının gizliliğine aykırılık oluşturamayacağını, vefat itibariyle kişiliğin sona ermesi sebebiyle yerel mahkemenin “özel hayatın gizliliğini ihlal” tespitinin hukuktan yoksun olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLER: Denizli 6 Noterliğinin 23/072019 tarih ve yevmiye no.lu veraset ilamı, taraf beyanı ve tüm dosya
kapsamı.
GEREKÇE: Talep özünde terekenin tespitine ilişkindir. Mahkemece talebin reddine karar verilmesi üzerine
talep eden vekili taralından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Terekenin tespiti Türk Medeni Kanununun 589. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 11/06/2019 tarih ve 2016/6394 Esas, 2019/5096 Karar sayılı ilamında terekenin
tespitine ve korunmasına ilişkin yasanın bu düzenlemelerini yorumlamış, eldeki dosyada yol gösterici olması
sebebi ile karar metni aynen alıntılanmıştır.
İlgili ilam şu şekildedir:
“Dava, Türk Medeni Kanununun 589. ve devamı maddelerinde yer olan “koruma önlemi” olarak ölüm tarihi
itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu
sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir.
Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması
olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece islenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır.
Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek,bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek: diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmektir böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir.
Bu itibarla mahkemece, resmi kurululardan murisin taşınır ve taşınmaz tüm malvarlığına ilişkin bilgi istenmek,tereke mallarını zilyetliğinde bulunduran veya murise borcu olan mirasçıların murisin malı durumu ile ilgili bilgi vermekle yükümlü oldukları hatırlatılarak bu hususta mirasçılardan bilgi alınmak suretiyle “Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 3 3’üncü maddesi gereğince: ölüm anı itibarıyla telekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal ve hakların tespit edilip hükümde gösterilmesi gerekir.
Somut olayda ise. mirasçılar tarafından miras bırakanın yurtdışındaki bankalarda hesaplarının olduğunun
bildirilmesine karşın bu husus hiç araştırılmamış, miras bırakanın şirketlerinin malvarlıkları araştırılmamış,
ayrıca miras bırakanın UYAP’tan taşınmazlarının sorgulanmasında mahkemece tespit edilenler dışında B. İli Y. ilçesi ….. parsel … ada … parsel. …. ada … parsel ve İ. İlçesi … ada … parsel sayılı taşınmazları bulunduğu,
bunlardan …. parsel dışındakilerin 3402 sayılı Kanun gereği yenileme kadastrosu de oluşturulduğu
anlaşılmıştır. Bu durumda yenileme kadastrosu ile oluşan parsellerin mahkemece tespit edilen taşınmazlar ile
ilgisinin tespiti ve …. parselin de tapu kayıtlarının getirtilmesi ile terekenin tam olarak belirlenmesi
gerekmektedir.

Yazılı şekilde hükümde terekenin tespitine ilişkin bir hüküm kurulmamış olması ve terekenin tespitine ilişkin
yetersiz araştırma ile yetinilmesi doğru görülmemiş, hu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.”
Alıntılanan Yargıtay ilamı çerçevesinde eldeki dosyada hiç bir araştırma yapılmaksızın talebin reddine karar
verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte eldeki dosyada özel bir durumun söz konusu olduğu da açıktır. Zira talep eden müteveanın
“A. İ.” kimliğinin terekenin aktinde olduğunun da tespitini talep etmiştir.
Gelişen teknolojilerin insan hayatını kolaylaştırması yanında bir kısım yeni kavramlar ve hukuki sorunlar
yarattığı bilinen bir gerçektir. Bunların en başında da mülkiyet kavramının başkalaşımının geldiği söylenebilir.
Düne kadar mülkiyet kavramı menkul ve gayrimenkul mülkiyeti ile bir kısım sınırlı ayni haklar etrafında
şekillenirken, son dönemde kri mülkiyet kavramının gelişimi üzerine ilgili otoritelerce “Fikir ve Sanat Eserleri” mülkiyet hukuku çerçevesinde koruma altına alınmış, bu yönde bir kısım yasal düzenlemelere gidilmiştir.
Ancak çağımızın kaçınılmaz şekilde dijitalleşen hayat tarzı karşısında dijital mal varlığına dair dijital mülkiyet ile ilgili henüz yasal bir düzenleme yapılmadığı görülmektedir.
Yakın zamana kadar elektronik posta hesapları, sosyal medya hesapları ve benzen dijital uygulamalar yalnızca
kişisel kullanıma yönelik olup maddi bir değer taşımazken günümüzde bu hesapların reklam gelirleri elde
edilen maddi bir karşılığı olan hesaplar halini alabildiği gibi, yine sosyal medya hesaplarının ve dijital para
cüzdanlarının bağlı olduğu e posta hesaplarının da artık kişisel kullanımı aşıp ticari değeri olan dijital mal
varlığı kapsamına girmeye başladığı anlaşılmaktadır.
Bu konuda Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Araştırma
Görevlisi Yasemin Maraşlı DİNÇ’in http:.//tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m20l9-142*1849 adresinde yayınlanan
makalesinden yararlanılarak katıldığımız bir kısım tespitlerinin altının çizilmesi anlamında alıntılama
yapılmıştır.
“Teknolojinin, dolayısıyla da internetin bu denli gelişmesi sonucunda sosyal medya kullanımı hayatımızın
ayrılmaz bir parçası halini almıştır. Artık bir kısım insan, sosyal medya platformları aracılığıyla maddi kazanç
elde etmeye dahi başlamıştır. Özellikle son zamanlarda “YouTuber” olarak nitelenmeye başlanan insan sayısı
gün geçtikçe artmaktadır. Öte yandan “Facebook ” veya İnstagram ’’ hesapları üzerinden, bir meslek icra
edercesine satış yaparak yahut genellikle takipçi sayısı fazla olanların kişisel sayfalarında reklamlar yaparak
maddi kazanç elde etmeleri sıradan hale gelmiştir.
Tüm bu gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkan dijital mal varlığı veya dijital miras kavramları ise ülkemiz
hukuk sistemi içerisinde çok yaygın bir kullanıma sahip değildir. Türk kanunlarında bu konuda yasal
düzenlemeler de henüz mevcut değildir. Bunun yanında konu Türk hukuk öğretisinde de uygulamada bir
sorun olarak ortaya çıkmamasından olsa gerek, yeterli derecede incelenmemiştir. ”
”Dijital malvarlığı kavramı, videolar, fotoğralar, e-postalar, kişisel sosyal medya hesaplan gibi elektronik olarak depolanan ve yalnızca dijital formda bulunan diğer varlıklar anlamına gelmektedir Ancak dijital dünyanın sürekli değişmesine bağlı olarak dijital malvarlığının nelerden oluştuğu net olarak belirlenememektedir.”
“Dijital miras ise bu tür soyut malvarlığı değerlerinin mirasçılara intikal etmesi, mirasa konusu olmasıdır.”

Aynı makalede değinildiği üzere mirasta intikal prensiplerinin kanunda şekil bulmuş hali olan TMK m. 599/2
hükmünde; “Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın ayni haklarını,
alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya
kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar” denilmektedir.
Günümüzde dijital mal varlığının yadsınamaz ve göz ardı edilemez bir gerçeklik olduğu, kripto para adı verilen ve uluslar arası ödemelerde dahi kullanılmaya başlanmış dijital sistemlerin var olduğu, yine astronomik reklam gelirleri sağlayan sosyal medya hesaplarının gün geçtikçe arttığı, aynı şekilde youtube ve benzeri dijital platformlarda salt reklam geliri ve hatta ücretli üyelik sistemi ile hizmet veren kanallar oluşturulduğu bir ortamda dijital mal varlığı ve dijital miras ile ilgili olarak yasal bir düzenleme bulunmadığı, bu konuda yasal bir boşluk bulunduğu değerlendirilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1. maddesi; “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda
uygulanır.
Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu
olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.“ düzenlemesini içermektedir.
Murisin e posta hesabı ve buna bağlı olarak kullanılan sosyal medya hesapları, dijital cüzdan hesaplan vb. maddi değer ifade eden ve TMK’ nun 599. maddesi kapsamında terekesine dahil olup mirasçılarına intikali gereken dijital mal varlığının da tespitinin gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Dosya özelinde bakıldığında, talep eden özellikle “………@gmail.com” hesabının murise ait olduğunun,yani müteveanın A. kimliği ile ilişkili hesapların sahibi olduğunun ve müvekkilinin müteveanın temsilcisi olduğunun ve mahkemece verilecek yetkilerinin, Elektronik Haberleşmenin Gizliliği Kanunu’nda kullanıldığı şekliyle “yasal rıza” teşkil ettiğinin tespitini istemektedir.
……..@gmail.com hesabının müteveaya ait olup olmadığı hususu teknik bir konu olup mahkemece
ancak bilirkişi raporu alınarak tespit edilebileceği açıktır. Bunun tespitinden sonra ise talep edenin
ilgilinin temsilcisi olduğu ve bu bilgilerin verilmesinin Elektronik Haberleşmenin Gizliliği Kanununa
aykırılık teşkil edip etmeyeceği hususu hukuki bir değerlendirme gerekecektir.
Sonuç olarak, mahkemece tespit talebi gereğince murisin ölüm tarihi itibariyle tüm aktif ve pasif mal
varlığının tespiti ve bu minvalde dijital mal varlığının terekesine dahil olması gerektiği nazara alınarak dijital terekesinin de tespiti yapılarak araştırma ve inceleme sonucunda bir karar verilmesi gerekirken, ölü kişinin e posta hesabının özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilerek talebin reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
İzah olunan gerekçeler karşısında talep eden vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nun 353/l-a.6 maddesi gereğince kaldırılması gerektiği değerlendirilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1- Talep eden vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun. KABULÜ ile, Denizli 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin
…………… ve 2020/… Tereke Esas 2020/…. Tereke Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/( 1 ) -a6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA.
2- Dosyanın. Dairemiz kararına uygun şekilde yemden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine
GÖNDERİLMESİNE,

3-Kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
4- Talep eden vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
5- Talebin niteliği gereği istinaf masraarının talep eden üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1 )-a
maddesi gereğince, kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 13/11/2020

Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Benzer Yazılar
default-featured-image
‘Örselenmiş kadın’ hukuk kriteri olsun
default-featured-image
Yargıtay son noktası koydu! Maaş geçiş promosyonu...
i
Ülkenin PKK İle Mücadelesinde Halkın Gaz Bombasından Etkilenmesi Hak İhlalini Oluşturmaz-AYM Kararı
773x435_cmsv2_c889a1f1-98d8-599f-ae50-11fe5d156835-4814412
12 Yıldır Süren Davada Taraf Uzun Yargılamadan Dolayı Tazminat Hak Eder
alkolsatisi
Polis, Gece 22.00'dan Sonra Alkol Satışı Yapıldığına İlişkin Alıcı Kılığında Büfeye Tuzak Kuramaz
ankara-bam-4-123-07-202016-05
Her Ne Kadar Eşi ,Uyuşturucunun Sanığa Ait Olduğunu Söylese de Sanığın Kabulu Etkin Pişmanlık Hükmünü Oluşturur
569ae394-95b6-4415-aff8-89b675fee871b18d927d-177b-4859-ba00-88e448e92846
Koronavirüs Dolayısıyla Kiranın Düşürüldüğüne İlişkin Haberin BAM Kararı
907441-642x340
Yargıtay, Faturanın Sahteliğinde Bu Hususlara Dikkat Ediyor
arabuluculuk-nihai-tutanaginin-sunulmamasi-gerekcesiyle-davanin-reddi_65b78
Arabuluculuk Nihai Tutanağının Sunulmaması Gerekçesiyle Davanın Reddi
aile_konutundaki_serh_nasil_kaldirilir_h11977_2550f
Aile Konutu Şerhinin Terkini İstemi
ziraat-bankasi-halkbank-vakifbank-garanti-bbva--4882707
Bankalara Rekabete Aykırı Davranışlar
752x395-milyonlarca-arac-sahibini-ilgilendiriyor-danistay-acikladi-artik-hacizli-araclar-1560862424685
Hacizli Aracın Tescil Talebi, Noter Satışından Sonra Konulan Hacizler