Şenay KOÇYİĞİT ÖZDOĞAN
İş Güvenliği Uzmanı
Kadınlarımızın üretimin her alanında aktif yer alması ülkemizin ileriye taşınmasındaki en önemli araçtır. Birçok kadın çalışmayı istediği halde bazı nedenlerden dolayı çalışma hayatına giremeyebiliyor. Bu nedenlerin başında ise çocuk ve yaşlı bakımı gelmektedir. Aktif olarak iş yaşantısında bulunan birçok kadın çocukları olduktan sonra iş yaşantısından uzaklaşmak zorunda kalmaktadır. Çocuklarına bakmak için ebeveyn veya bir yakınının desteğini alamayan kadınlarımız çocuğu okula başlayana kadar evde çocuğunun bakımını üstlenmek zorunda kalmaktadır.
Toplumun gelişimi çocuğun gelişimi ile mümkündür. Çocuklarımızın her açıdan sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için kreşlerin önemi oldukça fazladır. Kreş eğitimi çocuğun birey olma yolundaki ilk basamaklarından biridir. Bu sebeple bütün çocukların kreş eğitimi almış olması toplumun gelişimi açısından oldukça önemlidir. Günümüzde birçok kreş veya gündüz bakım evleri aileler için oldukça maliyetli hale gelmiştir. Kadınlarımız kreş ücretlerini ödeyemedikleri için iş hayatından uzaklaşmakta ve çocuğunun bakımı ile ilgilenmektedir.
Çalışan kadınlarımız için kreş desteği konusunda yasal düzenlemeler mevcuttur fakat yeterliliği tartışma konusudur. 6331 Sayılı İş Güvenliği Kanunu kapsamında hazırlanan Gebe ve Emziren Kadınların Çalışma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmeliğe göre; “yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 100-150 kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, bir yaşından küçük çocukların bırakılması ve bakılması ve emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta bir emzirme odasının kurulması zorunludur. Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150’den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdun kurulması zorunludur. Yurt açma yükümlülüğünde olan işverenler yurt içinde anaokulu da açmak zorundadırlar. Yurt, işyerine 250 metreden daha uzaksa işveren taşıt sağlamalıdır. İşverenler, ortaklaşa oda ve yurt kurabilecekleri gibi, oda ve yurt açma yükümlülüğünü, bu yönetmelikte öngörülen nitelikleri taşıyan yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerine getirebilirler. Oda ve yurt açma yükümlülüğünün belirlenmesinde, işverenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerindeki kadın işçilerin toplam sayısı dikkate alınır.” denilmektedir.
Ülkemizde 150 ve daha fazla kadın çalışanı olan iş yerleri sayısı oldukça azdır. Birçok işyeri ise kadın çalışan sayısını 149 da tutarak yükümlülüklerini ortadan kaldırmaktadır. Kadınların da yapabileceği birçok işte erkekler tercih edilmektedir. Bu durum bakıldığı zaman avantaj gibi görülse de kadınlarımız için dezavantaj olabilmektedir. Kadın istihdamının arttırılmasına yönelik çalışmalar içerisinde bu gibi maddelerin yeniden düzenlenme ihtiyacı çok açıktır. Kadınlarımızın anne olduktan sonra üretimden kopmaması için çalışma alanları etrafında ve mahallelerde devlet ve işveren işbirliği ile kreşlerin açılması elzemdir. Bu sayede kadınlar hem üretimde bizzat yer alacak hem de çocukların bakımı devlete teslim edilecektir. Kadınlarımız çocuk bakımını güvence altına alabilmeli ve üretimin her alanında yer alabilmelidir.