Türk Hukuk Enstitüsü Genel Merkezi, Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanması süreci ile igili basın açıklamasında bulundu:
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın Hadsiz Açıklamaları ve Akabinde Yaşanılan Süreçle İlgili Kamuoyu Açıklamamız
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik ihanet kokan, mesnetsiz ve haddi aşan sözler sarf etmiştir. Bu sözler, işgal ettikleri makamları kullanarak hain terör örgütünün söylemlerini ve ithamlarını meşrulaştırma amacı taşımaktadır. Kendilerine terör örgütü tarafından biçilen rolleri oynayan bu şahıs ve destekçilerinin yaptıkları açıklamaların herhangi teknik, hukuki, bilimsel bir dayanağı bulunmamaktadır.
Söz konusu şahsın yapmış olduğu açıklamaklar sonucunda, savcılık makamı harekete geçmiş şahıs “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan emniyet tarafından gözaltına alınmıştır. Daha sonra Ankara’ya sevk edilerek savcılık kanalıyla ifadesi alınmış ve bağımsız Türk mahkemeleri tarafından tutuklanmıştır.
Söz konusu şahsın gözaltına alınmasıyla birlikte Türk ve Türkiye düşmanları birer birer ortaya çıkmıştır.
Bugün verilen tutuklama kararıyla birlikte söz konusu soruşturmanın başından sonuna kadar insan hakları maskesi altında Adana, Antalya, İzmir, Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Tunceli, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Van, Ankara 1 Nolu ve Bitlis Baroları tarafından açıklamalar yapılmıştır.
Adı geçen baroların sözde yöneticilerinin milletimizin milli acılarını paylaşan num tek bir açıklama yaptıkları görülmemiştir. Avukatlık mesleğini geliştirmek, mesleki dayanışmayı sağlamakla görevli olan barolar bunun aksine vatanımızın ve milletimizin aleyhine hareket etmekte adeta yarışır hale gelmiştir.
Terör örgütlerini, suçu ve suçluyu öven açıklamaların sözde barolar ve siyasiler tarafından ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi hukuki garabettir, yasalara ve vicdanlara aykırıdır.
Hukuku ve normlarını en iyi şekilde bilmesi gereken meslek kuruluşu olan barolar tarafından yapılan söz konusu açıklamalar, hukuki olmadığı gibi siyasi ve magazinsel olmaktan öteye geçmemektedir. Fiili ve faili, suç teorisi ve suçun unsurları açısından değerlendirmek yerine insan hakları, ifade özgürlüğü gibi değerleri sömürerek, başka bir deyişle değer istismarcılığı yaparak kaleme alınan bu açıklamalar planlı, programlı, sistematik saldırının bir parçasıdır. Terör örgütü propagandası suçu, bir bütün olarak toplumun ya da belirli bir kesimin inanç, tutum ve davranışlarını yönlendirmek amacıyla bilinçli olarak seçilmiş bilgi, olgu ve savları sistemli bir çaba ve çeşitli araçları kullanarak yayma etkinlikleridir. Propaganda; geniş bir kitleyi, belirli hedefler doğrultusunda ikna etme çabasıdır. Şebnem Korur Fincancı tarafından yapılan tam olarak budur. Hain terör örgütünün sahada uğradığı yıkımı örtmek ve operasyonları önlemek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetlerine attığı iftiraları ezbere dayalı öğretilerle papağan misali tekrarlamıştır.
Özellikle milli ve yerli savunma sistemlerimizin terörle mücadelede kullanılmaya başlanmasıyla elde edilen başarılar milletimizi haklı olarak sevindirmektedir.
Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve diğer tüm güvenlik güçlerimizle gurur duymak, sonuna kadar destek verip dua etmek milli ve manevi bir vecibedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmaya çalışanlar için vakit adaletin karşısında hesap verme vaktidir. Darısı ihanet çukurunda yer alan tüm hainlerin başınadır.
Türk Hukuk Enstitüsü olarak hukuki süreçlerin takipçisi olacağımızı, milletimiz ve devletimiz aleyhine hareket edenlerin hak ettikleri cezayı almaları için meşru tüm zeminlerde mücadele vereceğimizi önemle belirtmek isteriz.