T.C.
Yargıtay
Hukuk Dairesi
2016/29069 E.
2018/2069 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından beş adet senede dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin borçlulara tebliği üzerine borçluların borca ve fer’ilerine itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu,alacaklının, itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, borçluların yargılama sırasında senetlerdeki imzalara itiraz ettikleri, mahkemece, davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK’nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Aynı Yasa’nın 62/5. maddesi ise; “Borçlu takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa, bunu itirazında ayrıca ve açıkça beyan etmelidir. Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş sayılır” hükmünü düzenlemektedir. Sadece borca itiraz eden ve böylece adi senetteki imzayı ikrar etmiş sayılan borçlu, artık icra mahkemesinde imzayı inkar edemez ve icra mahkemesi böyle bir imza inkarı üzerine imza incelemesi yapamaz.
Somut olayda, takibe dayanak yapılan senet üzerindeki imzaya, borçlular tarafından ayrıca ve açıkça itiraz edilmediği, borçluların icra mahkemesinde imza inkarında bulundukları görülmektedir.Alacaklının takibine dayanak yaptığı bonolar altındaki imzalar, borçlular tarafından icra dairesinde açıkça inkar edilmediğinden, anılan senetler, İİK’nun 68. maddesi kapsamında borç ikrarını içeren belge niteliğinde olup, borçlular da aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca itirazlarını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edememişlerdir.
O halde mahkemece, itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.