Şiddetle mücadele için toplumsal zihniyet dönüşümüne ihtiyacımız olduğunu ve bu mücadelenin psikolojik, sosyolojik, ekonomik, ahlaki ve kültürel boyutlarıyla birlikte hukuki boyutunun oldukça önem arz ettiğini hepimiz biliyoruz.
Bu sebeple şiddetle mücadelede hukuki çözümleri Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Nuriye Kadan’a sorduk.
1-6284 Sayılı Kanun’un amacı ve eksiklikleri nelerdir?
6284 sayılı Kanun’un amacının şiddeti önlemek ya da şiddet mağdurunu korumak olmayıp, şiddet uygulayanı da tedavi etmektir. 6284 sayılı Kanun bu yönde daha güçlü ifadelere kavuşturulmalı ve bu konu topluma iyi anlatılmalıdır. Tedbir talep eden veya boşanma davası devam etmekte olan tarafların, psikolojik destek alması zorunlu hale getirilmeli ve bu konuda da yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Koruma tedbiri ihlal edildiğinde veya şiddet mağduru fiziksel olarak yaralandığında ya da silahla tehdit edildiğinde uygulanan zorunlu tutuklama, şiddet uygulayan kişinin tekrar şiddet gösterme eğilimini dikkat çekecek düzeyde azaltmaktadır. Kadına karşı şiddet olaylarında zorunlu gözaltına alma yetkisi getirilmelidir.
Derecesi ne olursa olsun, şiddet uygulayan kişilerin öfke kontrolü ve davranış değişikliği yönünden rehabilite olabilmeleri için psikososyal destek programlarına alınması zorunlu hale getirilmelidir.
Tedbir kararları verirken somut olayın özelliğine göre, vaka temelli çalışmaların yapılması gereklidir.
ŞÖNİM birimlerinin sosyal çalışmacılar açısından yeterli eleman istihdamı ile güçlendirilmesi gerekir.
Şiddet mağdurlarının maddi ve manevi zararlarının tazmini hususunda 6284 sayılı Kanunda özel bir düzenlemeye yer verilmemesi eksikliktir. Bu konuda bir düzenleme yapılmalıdır.
Kurumlar arası koordinasyon eksikliği yasanın etkin bir şekilde uygulanmasındaki temel sorunlardan biridir. Cumhuriyet Başsavcılıkları bünyesinde Aile içi ve Kadına Yönelik Şiddet Büroları yaygınlaştırılarak soruşturmaların bu bürolardaki savcılar tarafından yapılması sağlanmalıdır. Şiddet mağdurlarının daha önce başvurularının olup olmadığının mutlaka kontrol edilerek süregelen bir şiddet olgusu ve başvuru durumunda şüpheli hakkında ivedilikle tedbirlere başvurulması gerekir.
Elektronik kelepçe sistemi yaygınlaştırılmalıdır.
KADES uygulamasının tanıtım çalışmaları devam ettirilmelidir.
2-Türk Ceza Kanunu’ndaki eksiklikler nelerdir ve nasıl giderilmelidir?
TCK’da eşe karşı işlenen bazı suçlar nitelikli hal sayılmak suretiyle daha ağır cezalar olsa da, sevgili veya boşanılan eş bakımından bir düzenleme yoktur. Şu bir gerçekliktir ki yaşanan kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin failleri çoğunlukla boşandığı eş ya da sevgilidir. Yasa koyucu yalnızca eş bakımından nitelikli hal saymakta bu iki husus konusunda nitelikli hal saymamaktadır. Bunları da kapsayacak şekilde kadın cinayetleri ve kadına yönelik suçlar açısından bir düzenleme yapılmalıdır.
Konusu Ceza Kanununa göre suç olan şiddet türleri Ceza Kanununda tanımlanmalı ve bu tür şikâyetler ceza yargısına yönlendirilmelidir.
5287 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun madde 82/1 hükmü “Töre veya sözde namus saikiyle” şeklinde değiştirilmelidir.
5277 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ensest ilişkiler ayrı bir suç olarak düzenlemelidir.
5287 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda, ısrarlı takip ayrı bir suç olarak düzenlenmelidir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesine, “Kadına ve çocuğa karşı cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle suçlar, şiddet ile aile içi şiddet içeren suçlarda UZLAŞTIRMA yoluna gidilemez” ifadesi eklenmelidir.
Son olarak,
5393 Sayılı Belediye Kanunu’na Kadın Konukevi açmak zorunluluk haline getirilmeli, ayrı bir yasal düzenleme yapılmalıdır veya var olan düzenlemelerdeki “açar” ifadeleri “açmak zorundadır” olarak değiştirilmelidir.