1.Şirket sözleşmeleri birleşme sözleşmelerdir. Şirket sözleşmelerinde menfaat zıtlığı değil, menfaat birliği vardır.
2. Adî şirketin beş esaslı unsuru vardır: 1. Kişi, 2. sermaye, 3. sözleşme, 4. amaç, ve 5. affectio societatis (ortaklar ortaklık olarak birleşme yönünde hareket etmeli, birleşme iradesine aykırı hareket etmemeli). Bu unsurlardan birinin dahi olmaması adî ortaklığın kurulmasına engel olur.
3. Adî ortaklıkta müşterek amaç kâr elde etmektir.
4. Ortalık sözleşmesi sürekli borç ilişkisi doğurur. Anî edimli borç ilişkilerinde dönme söz konusu iken, sürekli edimli borç ilişkilerinde fesih söz konusudur. Adî ortaklığın sona ermesi ileriye etkilidir.
5. Hem gerçek kişiler hem de tüzel kişiler adî ortaklık kurabilirler.
6. Adî ortaklık için en az iki kişi gereklidir, tek kişi ile adî ortaklık kurulamaz.
7. Adî ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Ancak ticaret ortaklıklarının tüzel kişiliği vardır.
8. Adî ortaklık bir ticarî işletme işletiyorsa ortaklar ayrı ayrı tacirdir.
9. Adî ortaklık sözleşmesi kural olarak şekle bağlı değildir. Ancak şirkete sermaye olarak konulacak şeyin devri şekle bağlı ise buna dikkat edilmelidir.
10. Adî ortaklık sözleşmesi bir taahhüt işlemi olduğundan sermaye olarak konulacak şey üçüncü kişiden olan bir alacak ise sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
11. Dava konusu HMK m. 200’deki parasal sınırı geçtiği takdirde senetle ispat zorunluluğu söz konusu olacağından ve tanıkla ispat mümkün olmayacağından adî ortaklık sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ispatı bakımından önem taşımaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus sermayenin konduğu andaki değerin önem taşımasıdır.
12. Adî ortakların sorumluluğu 1-sınırsız, 2-müteselsil ve 3-birinci derecededir.
13. Adî ortaklıkta aksi kararlaştırılmamışsa elbirliğiyle mülkiyet söz konusudur. Ortakların getirdiği sermayeye elbirliğiyle mülkiyet ilkesi uygulanır.
14. Kural olarak iç ilişkiyi düzenleyen kurallar tamamlayıcı, dış ilişkiyi düzenleyen kurallar emredicidir.
15. Adî ortaklıkta ortaklık ilişkisi haklı nedenle sona erdirilebilir ancak mahkeme kararına ihtiyaç vardır.
16. Sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi ya da ortaklığın sürekli zarar etmesi fesih bakımından haklı neden teşkil eder.
17. Sermaye koyma borcunda temerrüde düşülmesi durumunda 1-haklı nedenle fesih, 2-ifa davası(actio pro socio) ve 3-cezaî şart yolları tercih edilebilir.
18. Dava açılmadıkça sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen ortağa kâr payı ödenir.
19. Ortaklar sermaye koyma borcunun niteliği ve miktarı konusunda anlaşamamışlar ise bu ortaklığına amacına göre tayin edilir ve eşit olarak belirlenir (TBK m. 621/1).
20. Ortaklar bu konuda anlaşmadıkça şirkete koydukları sermayeyi aynen geri alamazlar. Kullanma hakkının sermaye olarak konulması durumunda ise kullanma hakkının sona ermesi söz konusu olur.
21. Sözleşmede aksine hüküm yoksa tüm ortaklar eşit kâr payı alır (TBK m. 623/1).
22. Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder (TBK m. 623/2).
23. Emeğini sermaye olarak koyan ortağın zarara katılmayacağı kararlaştırılabilirse de bu sadece iç ilişkide geçerli olup dış ilişkide geçerli olmaz ve ortağın kâra katılmayacağı kararlaştırılamaz. Tüm ortaklar sermaye olarak emeğini koyduğu takdirde bu kuralın uygulanma kabiliyeti yoktur.
24. Aksi kararlaştırılmadıkça ortaklık kararları oybirliği ile alınır.
25. Sözleşmede aksine düzenleme yok ise ortaklık sözleşmesinin değiştirilmesi için oybirliği gerekir.
26. Ortaklığın olağan işlemleri idareci ortak tarafından yapılır.
27. İdareci ortak sözleşmeyle ya da ortaklık kararıyla seçilir. Böyle bir belirleme ya da seçim yok ise tüm ortaklar idareci ortaktır (özden organ ilkesi).
28. Ortak idareci olmadığı hâlde idareci gibi davranırsa vekâletsiz iş görme hükümleri uygulanır.
29. Ortaklığı dışarıdan bir kişi de idare edebilir.
30. İdareci ortak ile diğer ortaklar arasındaki ilişki vekâlet hükümlerine tabiidir.