TC
YARGITAY
- Ceza Dairesi
2020/4197 E.
2021/354 K.
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak
Hüküm : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün ve 2014/118-2016/208 sayılı
Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK’nın topluma karşı suçlar
bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir
ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil,
suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK’nın 241. maddesinde
düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu
meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya
farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK’nın 43.
maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu
itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde
değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde
teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında, sanık
hakkında Mersin(Kapatılan) 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/07/2015 tarih ve 2015/238 Esas, 2015/488
Karar sayılı ilamıyla tefecilik suçundan mahkumiyet kararı verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine
Dairemizin 2020/4197 Esasına kaydedildiği, suç tarihinin 2012, iddianame tarihinin 08/04/2015 olduğu,
UYAP sisteminden yapılan sorgulamada Mersin 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10/11/2016 tarihli, 2015/734
Esas sayılı dosyasının, suç tarihinin 31/12/2013, iddianame tarihinin 17/11/2015 olduğunun anlaşılması
karşısında; mümkünse davaların ilk iddianamenin tanzim edildiği Mersin(Kapatılan) 15. Asliye Ceza
Mahkemesi dosyasında birleştirilmesi, kesinleşmesi veya birleştirme olanağının ortadan kalkması durumunda
ise asılları veya onaylı örneklerinin bu dosya arasına konulmasından sonra, zincirleme suç hükümlerinin
uygulanıp uygulanmayacağının veya mükerrer dava olup olmadığının saptanması, zincirleme suç
hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde, mahsup işleminin yapılması, mükerrir
olduğunun belirlenmesi halinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar
verilmesi,
Kabule göre de;
1-Suç tarihinin faizle ödünç paranın verildiği en son tarih olan “01/12/2011” yerine gerekçeli karar başlığında
“2012” olarak gösterilmesi suretiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
2-TCK’nın 53/1. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı
iptal Kararı doğrultusunda uygulanması,
3-1136 sayılı Kanun’un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin
13/5.maddesi uyarınca, kendisini vekille temsil ettiren katılan hazine lehine hüküm tarihinde yürürlükte
bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin
gözetilmemesi,
4-Sanık …’in adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ele alınması
yönünden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi gereğince ilgili mahkemeye ihbarda bulunulması
hususları,
Kanuna aykırı, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı
Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 321. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, 28/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.