ABD Başkanının 1915 Ermeni olaylarına ilişkin “soykırım” ifadesini içeren açıklaması, her yıl 24 Nisanlarda yapılan tartışmalara bu yıl yeni bir boyut yüklemiştir. Kim tarafından hangi ifade kullanılmış olursa olsun, bu olguya bakışı ve hukuki yaklaşımı son derece net olan İstanbul Barosu, bir kez daha ifade etmektedir ki, emperyalizmin siyasal özlü heveslerinin hiçbir hukuki gerekçesi yoktur.
1. Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına dair 1948 tarihli Sözleşmenin tanımlaması esastır. Bu çerçevede bir soykırımdan söz edilmesi olası değildir.
2. Bu sözleşmeye göre bir eylemin soykırım olup olmadığına ulusal ya da uluslararası mahkemeler karar verebilir. Böyle bir karar yoktur.
3. Ülkelerin yürütme veya yasama meclisleri tarafından verilen kararlarla, “soykırım” tespitinin yapılmış olmasının hiç bir hukuki değeri yoktur. Bu yönde alınan kararların ve onların zecri sonuçlarının ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geldiği AİHM Perinçek/Türkiye kararında açıkça vurgulanmıştır.
Açık deyişle “soykırım” nitelemesini haklı kılacak bir mahkeme kararı olmadığı gibi, öyle bir saptamanın haksızlığını hüküm altına alan bir karar da mevcuttur.
Bu koşullar altında ABD Başkanının açıklamasındaki vurgulamanın hukuki bir ağırlığı taşıdığı söylenemez. Siyasal saiklerle geldiğimiz bu nokta, ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu konjonktürle bağıntılıdır. İstanbul Barosu ve onun levhasında yazılı avukatlar, ülkemizin bağımsızlığına ve bütünlüğüne yönelik bu türden tehditler karşısında yekvücut olmayı, yurtseverliğinin gereği sayan bir bilince sahiptir.
Şantaj ve tehditlere boyun eğmeyeceğimizi ve bu hukuksuzluk karşısında direneceğimizi kamuoyuna duyururuz.
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI